1 Hafta Google ve YouTube Yerine Bir tek TikTok Kullandık!

2014 senesinde yaşamımıza giren Musical.ly, her ne kadar “şarkılara kendi kliplerinizi” çekebileceğiniz bir toplumsal medya olarak tasarlansa da son dönemlerinde insanların ‘challenge’lar yapmış olduğu ve dans videolarını yüklediği bir platform haline gelmişti. Hemen sonra bu platform kelimenin tam anlamıyla biçim değiştirerek 2016 senesinde TikTok adıyla kullanıma sunulmuştu.

2016 yılından günümüze kadar büyük bir değişiklik geçiren TikTok, algoritması ve kısa video sisteminin başarısı sebebiyle hem Instagram hem de YouTube’un kendisini “kopyalamasını” sağlamıştı. Challenge ve dans videolarından fazlasını sunmayı hedefleyen TikTok, kimi uzmanlara bakılırsa geleceğin YouTube’u ve Google’ı olmaya aday. Peki Çin merkezli toplumsal medya platformu hakkaten de Google ve YouTube kadar etkili mi? Bunu öğrenmek için geçtiğimiz son 7 gün süresince Google ve YouTube üstünden data aramak yerine bir tek TikTok’u kullandım. Gelin hep beraber bu gözlem süresince yaşananlara yakından bakalım.

İlk kez TikTok kullanan birinin deneyimleri:

Deneyin adil olabilmesi adına etken olarak kullandığım Google hesabı yerine yeni bir Google hesabı açtım. Daha ilkin asla TikTok kullanmadığım için de aynı e-posta ile bir TikTok hesabı oluşturdum. Geçtiğimiz son 7 günde günlük olarak yaptığım rahat araştırmalar ve data edinme girişimlerimin tamamında önceliği TikTok’a verdim.

TikTok hesabımı bilgisayarımdan kurdum ve hesabın kurulumunu daha tamamlamadan site beni uygulamayı kurmaya zorladı. Her ne kadar istemesem de kurulumu tamamlamak için TikTok’un uygulamasını indirmek zorunda kaldım. Google ve YouTube tarafında ise bu şekilde bir zorlama doğal ki yok. Uygulamaya giriş yaptıktan sonrasında fark ettiğim ilk şey mobil uygulamanın fazlaca daha kullanıcı odaklı ve mütevazi gördünmesi. TikTok’un internet sayfası ise rakipleri olarak görülen YouTube ve Instagram’ın web sürümlerine kıyasla fazlaca daha karmaşık görünüyor.

Rahat bilgilere kolayca ulaşabilirsiniz

TikTok’a ilk girdiğimde algoritmanın bana devamlı olarak dans ve challenge videoları önerdiğini fark ettim. Uygulamada birazcık dolaştıktan sonrasında gösterime girecek filmler, Android 12’yi rootlamak için ihtiyaç duyulan yazılımlar benzer biçimde rahat bilgiler için TikTok’u kullandım. Bu rahat aramalarda Çinli toplumsal medya platformunun Google’ın bana sunmuş olduğu bilgiler kadar dolu dolu olmasa da YouTube videoları kadar kafi içerikler sunabildiğini fark ettim. YouTube’da 15 dakikada anlatılan bir mevzuyu neredeyse 1 dakikada özetleyen ve işime çokça yarayan onlarca içerikle karşılaştım.

Gündelik mevzularla ilgili yaptığım neredeyse tüm aramalarda TikTok’un algoritması bana süratli tüketeceğim ve kolayca uygulayabileceğim içerikler sundu. Benzer içerikleri Google’da arattığımda çok da fazla detaylı sadece karmaşık içeriklerle karşılaştım. YouTube tarafında da benzer şekilde 15-20 dakikalık uzun videolarla karşılaştım.

Detaylı ve karmaşık bilgilerde sınıfta kalıyor

Hobilerimden birisi olan oyun tasarımı ve grafik tasarım mevzularıyla ilgili tertipli olarak içerikler tüketen birisi olduğum için bu 7 günlük serüven esnasında sık sık oyun geliştirmeyle ilgili içerikleri keşfetmek için TikTok’a başvurdum. TikTok üstünde çoğu zaman “mobil oyun tasarımcılarına tavsiyeler ve tavsiyeler” benzer biçimde içerikler bulunsa da benim benzer biçimde Unreal Engine kullanan ve bilgisayar özelinde emekler icra eden kişilere hitap edecek pek fazla içeriğe denk gelmedim. Öte taraftan YouTube ve hatta Instagram’da bile ilgi alanlarımla ilgili içeriklere kolayca ulaşabildim.

Sadece bilhassa gündemi takip etme mevzusunda Twitter’a kıyasla daha rafine bir tecrübe sunan TikTok’ta, Twitter’da gördüğün etiketleri aratarak mevzunun detaylarına ilişkin pek fazlaca videoyla karşılaşabiliyorsunuz. Türkçe aramalar çoğu zaman sonuçsuz kalsa da İngilizce meydana getirilen neredeyse her aramada gündem mevzularıyla ilgili rafine ve yararlı videolar bulabiliyorsunuz.

Algoritma neleri sevdiğinizi fazlaca süratli öğreniyor

Tüm bu aramalarım esnasında kasıtlı olarak hiçbir videoyu beğenmeyip asla kimseyi takip etmemiş olsam da TikTok’un algoritması 48 saatten kısa sürede ilgi alanlarımı ve sevebileceğim mevzuları tespit ederek bu mevzularla ilgili videoları bana önermeye başladı. Bilhassa aratmadığım sadece hakkaten de ilgi alanıma giren mevzuları tespit etmesi dikkatimi çekti. Algoritma standart bir kullanıcıyı uygulamada uzun süre dokunabilecek şekilde tasarlanmış ve görevini layığıyla yapıyor.

Öte taraftan YouTube, bu 7 günlük süreçte TikTok kadar sık kullanmama karşın hâlâ bana ilgi alanlarımın fazlaca haricinde ve alakasız videolar öneriyordu. Oyun tasarımıyla bir video izledikten sonrasında önerilenler kısmında slime videosu çıkması bunun en büyük örneklerinden birisi oldu. Senelerdir etken şekilde kullandığım Instagram hesabımdan fazlaca daha süratli bir halde ilgi alanlarımı tespit eden TikTok, algoritma mevzusunda hakkaten de övgüyü hak ediyor.

Peki TikTok, YouTube ve Google’ın yerini alabilir mi?

Gelelim aslolan soruya, TikTok bigün YouTube ve Google’ın yerini alabilir mi? Algoritması sebebiyle Google ve YouTube’dan fazlaca daha süratli bir halde kullanıcının gereksinimlerini anlayıp önerilerde bulunan TikTok, ne yazık ki küresel pazarda “keyifli dans ve challenge uygulaması” yaftasının üstüne yapışmasından dolayı bu alanın dışına pek fazla çıkamıyor. Kullananların yükledikleri videolar ne kadar çeşitlenirse platform da o denli büyüyecektir. Sadece TikTok, YouTube rakibi bir platform olarak şu anda Türkçe bir yana İngilizce aramalarda bile pek fazlaca mevzuda kafi data vermekten uzak bir platform. Gelecekte firmanın yapacağı yatırımlar ve içerik üreticilerine kafi teşviğin verilmesi halinde TikTok hakkaten de gelecekte YouTube ve hatta bir ihtimal bigün Google’ın yerini alabilir.