Dünya artık “yapay zekâ çağı” diye anılmayı hak ediyor! Niçin mi şundan dolayı bilhassa 2024, teknoloji ve yapay zekâ dünyasında âdeta devrim rüzgârlarının estiği bir yıl oldu. Peki 2024’te öne çıkan yapay zekâ gelişimleri nelerdi?
Yalnız teknoloji değil; sıhhat, eğitim, sanat ve iş dünyası benzer biçimde pek oldukça sektörde bambaşka bir boyuta atladık.
Kimi süre hayranlıkla kimi süre da korkuyla karşıladığımız gelişmeler, bu yıl yaşamımıza köklü değişimler getirdi. Peki, 2024’te yapay zekâ hangi noktalarda sınırları zorladı?
Üretken yapay zekâ daha da güçlendi.
2024’te metin, görsel, ses ve hatta video üretimi alanında üretken yapay zekâ çıtayı iyice yükseltti. ChatGPT ve rakipleri artık daha insansı yanıtlar verirken, tasarım ve içerik üretiminde sanatçıların en büyük yardımcısı hâline geldi.
Bilhassa eğitim ve reklam sektörlerinde “yapay zekâlı asistanlar” devreye girdi, içerik üretimi hızlandı ve özelleştirildi.
OpenAI, ChatGPT-4’ü aslına bakarsanız kullanıyoruz, 5’i ise 2025’te göreceğiz benzer biçimde duruyor.
Sağlıkta devrim durumunda gelişmeler yaşandı.

Yapay zekâ, bu yıl sıhhat alanında da yaşam kurtarıcı oldu. Kanser teşhisinden gen terapilerine kadar pek oldukça alanda, daha süratli ve isabetli sonuçlar sunmaya başladı.
Senelerdir teşhis konulamayan küçük bir çocuğun rahatsızlığını yapay zekâ buldu. Bunun yanı sıra kısa sürede bir tek yapay zekâ ile hizmet veren hastane bile açılıyor.
En çarpıcı örneklerden biri de erken Alzheimer teşhisi için geliştirilen bir modelin, emareleri 5 yıl öncesinden saptayabilmesi oldu. Bu, milyonlarca insan için yepyeni bir ümit demek.
AutoGPT ile otonom vazife yönetimi şaşırttı.

“Tek bir komutla binlerce işi çözmek mümkün mü?” sorusu, AutoGPT ve benzeri sistemlerle cevap buldu. Bu araçlar, kullananların vereceği bir talimatı alıp lüzumlu adımları tamamen otonom şekilde organize edebiliyor.
İş dünyasında proje yönetiminden veri analizine kadar pek oldukça alanda süre tasarrufu elde eden bu yenilik, verimlilik terimini tekrardan tanımladı.
Kendi kendine öğrenen yapay zekâyı da gördük: Lifelong Learning AI
2024’te yapay zekâ, “öğrenmeyi öğrenme” yetisini geliştirdi. Artık bazı modeller, kullanıcı müdahalesine gerek duymadan deneyimlerden öğrenip gelişebiliyor.
Kişisel, toplumsal, meslekî nedenlerle data, teknik data ve beceri yeterlilikleriyle sonuçlanan tüm öğrenme faaliyeti yardımıyla insan müdahalesi de minimuma indirildi.
Kuantum yapay zekâ çıkışı

Kuantum bilgisayarlar nihayet yapay zekâ uygulamalarında somut sonuçlar vermeye başladı. Google ve IBM benzer biçimde devlerin öncülüğünde geliştirilen bu teknolojiler, klasik bilgisayarların işlem enerjisini fersah fersah aşarak karmaşık yapay zekâ problemlerine çözüm getirdi.
Duygusal zekâ ile daha “insansı” robotları da gördük.

Duyguları tanıyan, anlayan ve buna bakılırsa tepki veren yapay zekâ sistemleri de 2024’te büyük bir sıçrama yapmış oldu. İnsan-robot etkileşimi daha organik bir hâle gelirken, terapi botları ve satın alan hizmetleri asistanları yepyeni bir boyuta ulaştı.
Duygu analizine dayalı bir chatbot, yalnızlık hissiyle savaşım eden insanoğlu için bir terapi aracı olarak kullanılmaya başlandı. Elon Musk’un robot sevgilisini bile görmüş oldu bu gözler.
Yapay zekâ yasaları ve etik kurallar da bir başka boyut kazanmıştır.

2024, yapay zekanın bir tek teknik değil, etik yönleriyle de sıkça konuşulduğu bir yıl oldu. Avrupa Birliği’nin “AI Act” adını verdiği düzenlemeler yürürlüğe girerken, ABD ve Asya ülkeleri de yapay zekâ kullanımını denetleyen yasa ve standartlar geliştirdi.
Etik tartışmalar ise hız kesmeden devam ediyor: “Yapay zekâ, nerede durmalı?”
Sanatta yapay zekâ: İlham mı kopya mı?

Sanat dünyasında yapay zekâ âdeta ikinci bir Rönesans başlattı. 2024’te yapay zekâ modeli tarafınca yazılan bir roman, katılmış olduğu yarışmada saygı duyulan başarı ödülü bile aldı.
Sadece bu süreçler sanatçılar içinde büyük bir etik tartışmayı bununla beraber getirdi. Yapay zekâ, sanat mı yapıyor yoksa bir tek öykünmek mi ediyor? Sizce?
Oyun ve eğlence dünyasında yeni ufuklar açıldı.
Oyun sektörü de yapay zekâdan nasibini aldı. Oyun içi karakterler daha dinamik ve insana özgü tepkiler vererek oyuncu deneyimini iyileştirdi. Bunun yanı sıra üretken yapay zekâ yardımıyla tamamen kişiselleştirilmiş oyun hikâyeleri yaratmak artık mümkün hâle geldi.
Doğayı ve çevreyi koruma alanında yapay zekâ da vazife aldı.

Yapay zekâ bu yıl çevresel sorunların çözümüne de odaklandı. Ormansızlaşmayı önleme, iklim değişikliği tahminleri ve sürdürülebilir ziraat uygulamaları daha etkili hâle geldi.
Mesela, Amazon ormanlarında kaçak ağaç kesimlerini saptamak için kullanılan Project Guacamaya adlı yapay zekâ modeli ile başarı göstermiş sonuçlar elde edildi.
Bir de 2024’teki yapay zekâyı proje bazlı ele alalım.
Anthropic’in Claude-Next Projesi

Anthropic, Claude-Next adlı model, kullananların yanlış bilgiye yönelme riskini en aza indiren bir sistemle çalışıyor ve bilhassa hukuk ve sıhhat benzer biçimde tehlikeli sonuç alanlarda rol almayı hedefliyor.
Neuralink ve beyin-makine arayüzleri

Neuralink, 2024’te en oldukça ses getiren projelerden biri oldu diyebiliriz. İnsan beynine yerleştirilen çipler yardımıyla yapay zekâ destekli zihinsel denetim sistemleri artık bir hayal değil. Proje, felçli bireylerin fikir kanalıyla cihazları denetim etmesine olanak tanıyor ve bu yıl meydana getirilen denemelerde büyük başarı oranları elde edildi.
MidJourney ve Stable Diffusion 3.0 ile tasarım dünyası coştu.

Görsel yaratım alanında MidJourney 6.0 ve Stable Diffusion 3.0’ın tanıtımları, tasarım dünyasında resmen fırtınalar estirdi. Yalnız görsel üretmekle kalmıyor, bir sanatçının stiline uygun şekilde resimler de yaratabiliyor.
NVIDIA’nın AI Omniverse güncellemeleri de etkiledi.
NVIDIA da adından sıkça söz ettirdi. Gerçek zamanlı 3D simülasyonlarla yapay zekâyı entegre eden büyük bir güncelleme aldı. Otomobil, havacılık ve inşaat sektörleri de bu teknolojiyi karmaşık projelerini planlamak ve kontrol etmek için kullanmaya başladı.
Microsoft Copilot: Office’in akıllı destekçisi oldu.

Microsoft, yapay zekâ destekli Copilot özelliğiyle Office ürünlerini daha da güçlendirdi. Excel, Word ve PowerPoint’te artık bir tek veri düzenlemek değil, yapay zekânın çözümleme ve önerileriyle daha stratejik işler yapmak mümkün.
NASA’nın AI destekli uzay projeleri çığır açtı.
Uzay araştırmalarında da boy gösterdi. NASA’nın AI4Mars projesinde kullanılan yapay zekâ modeli, Mars’taki kayaların içindeki mineralleri tespit etmeye destek oldu. Bunun yanı sıra Mars yüzeyindeki tehlikeleri tespit eden ve navigasyon sürecini optimize eden sistem de geliştirdi.
Humane AI Pin: Kişisel yapay zekâ aygıtı oldu.

Humane AI Inc. tarafınca geliştirilen AI Pin ise 2024’ün en dikkat çeken giyilebilir teknolojilerinden biri oldu. Aygıt, bir kişisel asistan benzer biçimde emek vererek günlük aktiviteleri optimize ediyor, sesli komutları tanıyor ve kullananların alışkanlıklarına bakılırsa önerilerde bulunuyor.
Editör değerlendirme:

2024’e dönerek baktığımızda yapay zekâ mevzusunda öne çıkan ciddi atılımlar oldu. Listeye eklenecek aslına bakarsak daha birçok adım mevcut sadece hepimizin hayatına giren ve yankı uyandıranları sizler için derledik.
Bilhassa teknolojiye hayranlık duyanlar için oldukça coşku verici bir yıl olsa da etik ve insani boyutların tartışmaları da devam edecek benzer biçimde duruyor.
2025’te ise bizi neler bekleyecek, iyi mi akılalmaz bir noktaya ulaşacağız, merakla bekliyoruz.
Siz yapay zekânın geleceği için ne düşünüyorsunuz?



