İnsanlarla birlikte çalışan, onların yükünü hafifleten ve günlük yaşamın parçası hâline gelen insansı robotlar artık hayal değil. Merhaba Apollo!
Bilim kurgunun ötesine geçen bu vizyon artık gerçeğe dönüşüyor ve karşımıza Apptronik’in geliştirdiği robot çıkıyor. Tasarlandı, “Ee sonrasında?” da denmiyor ve Apptronik, Google da dahil olmak suretiyle birçok firmadan geçen günlerde ciddi finansman destek aldı.
Dönüşümün öncüsü olarak ortaya çıkan Apollo; dostça etkileşim, seri üretim, yük taşıma kapasitesi ve güvenlik için tasarlanmış ilk ticari insansı robot. Bakalım neler beceriyor bu robot?
Tanıştıralım: İnsansı robotların yeni yüzü Apollo
Apollo, Apptronik’in neredeyse on senelik araştırma ve geliştirme çalışmalarının bir ürünü. Şirket, NASA’nın Valkyrie robotu da dahil olmak suretiyle 15 değişik robot üstünde çalıştıktan sonrasında Apollo’yu tasarladı.
1,73 uzunluğunda ve 160 kilo ağırlığındaki bu robot, insan boyutlarına ve şekline haiz ve 55 kilo yük kaldırabiliyor. Böylece insan yaşam alanlarında rahatça hareket edebiliyor ve mevcut araçları kullanabiliyor.
Apollo’nun modüler tasarımı, onu durağan(durgun) bir platforma monte edilebilir yada bacaklarıyla tam hareket kabiliyeti sağlayacak şekilde yapılandırılabilir de kılıyor.
Kendisi çarpma yarıçapında hareket eden nesneleri de algılayarak hareketini derhal durduruyor. Güvenli bir emek verme alanı sağlanması için de ayarlanabiliyor.
Teknik özellikler ve işlevsellikte de yok yok.
Apollo’nun dikkat çeken özelliklerinden biri de dört saatlik emek verme süresi sunan ve kolayca değiştirilebilen batarya paketleri. Bu sayede robotun kesintisiz emek vermesi için yalnız bataryayı değişiklik yapmak kafi oluyor.
Apollo’nun gelişmiş kuvvet denetim mimarisi ise insanlarla güvenli bir halde etkileşimde bulunmasını sağlıyor. Baş, ağız ve göğsündeki LED’ler, robotun durumunu ve niyetini kullanıcıya ileterek daha sezgisel bir yazışma kurmasına olanak tanıyor.
Nerelerde kullanılması hedefleniyor?
Apollo’nun ilk hedefleri içinde depolama ve üretim tesisleri bulunuyor. Depo operasyonları, otomotiv montajı ve tedarik zincirinde; paket taşıma, römork boşaltma, paletleme ve makine bakımı benzer biçimde görevlerde insanlara destek olarak verimliliği artırmayı amaçlıyor.
Sadece Apptronik’in vizyonu bununla sınırı olan değil; inşaat, perakende, petrol ve gaz, ev içi hizmetler ve yaşlı bakımı benzer biçimde alanlarda da Apollo’nun kullanılabileceği öngörülüyor.
İnsansı robot olarak birçok avantaj sağlayacak benzer biçimde de duruyor. Uygun fiyatlı iş gücü ve 7/24 çalışıyor olması büyük iş gücüyken kiralama derdi de ortadan kalkıyor. Yaralanmıyor, eğitmek de kolay, e daha ne olsun!
Apptronik’in başarısının arkasında mühim ortaklıklar yatıyor.
Apptronik hedeflerinde tam gaz ileri gidiyor. Google’ı da içeren bir yatırımcı grubundan 350 milyon dolarlık finansman topladı. Daha önceki finans turlarından yalnız 28 milyon dolarla dönüldüğü düşünüldüğünde bu oldukça ciddi bir adım.
Bu yatırımla robotun konuşlandırılması, operasyonların ölçeklendirilmesi, inovasyonun hızlanması benzer biçimde birçok başlık çözüme kavuşacak ve robot hızla geliştirilecek.
Bilhassa Google’ın ana şirketi Alphabet’in yatırım kolu olan Google DeepMind ile meydana getirilen stratejik iş birliği, Apollo’nun yapay zekâ kabiliyetlerini bir üst seviyeye taşıyor.
Bu ortaklık ile robotların dinamik ortamlarda daha etkili ve güvenli bir halde çalışabilmesi için yapay zekâ ve robotik donanımın entegrasyonunu hedefleniyor.
Apptronik, insansı robotik alanında yalnız değil.
Tesla’nın Optimus’u ve Nvidia destekli Figure AI benzer biçimde rakiplerle beraber, bu alanda büyük bir rekabet söz mevzusu fakat Apptronik, Apollo’nun tasarımı ve işlevselliğiyle öne çıkmayı hedefliyor.
Goldman Sachs’ın tahminlerine bakılırsa insansı robotik pazarı 2035’e kadar 38 milyar dolar değerine ulaşabilir. Bu da Apptronik ve benzeri firmalar için büyük fırsatlar sunuyor.
Ek olarak bir otomobil fiyatının altında olması da hedefleniyor. Zaman içinde fazlaca daha uygun fiyata çekilebilir olması da erişilebilirliği arttıracak benzer biçimde duruyor.
İnsanlarla yan yana çalışabilen bu robotlar, iş enerjisini destekleyerek verimliliği artırırken hem de yaşam kalitemizi de yükseltecek benzer biçimde görünüyor.
Siz ne düşünüyorsunuz, alır mıydınız bir Apollo?
