[ad_1]
Hakikaten güzel bölgeler keşfetme umuduyla bu içeriğe tıkladınız fakat fark ettik ki “Azca Malum Tabiat Harikaları” listeleri aslına bakarsak bir suçluya kurbanın yerini göstermekle eşdeğer.
Bu sebeple fazlaca azca insanoğlunun bilmiş olduğu tabiat harikaları, ne süre ünlenip fazlaca fazla şahıs tarafınca ziyaret edilmeye başlanırsa yalnız birkaç yıl içinde tüm güzelliğini kaybediyor.
Gerek halk gerek devlet tarafınca talan edilen bölgeler bizlere öğretti ki artık bu şekilde bölgeleri kimselere anlatmamak gerekiyor. Benzer kaderi yaşayan yüzlerce örnek bulunuyor, aşağıda ise yalnızca birkaçını görmüş olacaksınız:
Salda bu örnekler içinde en çarpıcı olanlardan biri.
Toplumsal medyada duyulup ünlenmeye başlamadan ilkin hakikaten “Türkiye’nin Maldivleri”ydi sadece artık bir bataklığa dönüşüyor. Üstelik bu tahribat yalnızca birkaç yılda gerçekleşti. Kim bilir kimselerin bilmediği bir yer olarak kalmalıydı.
Buzul Çağı’ndan kalma Dipsiz Göl de insanlardan nasibini aldı.
Bir gömü kazısı sonucu yok oldu. Eski haline döndürme çabası işe yaramadı. Burası artık çamurdan oluşan bir gölden ibaret.
Kaz Dağları’nda altın uğruna yüz binlerce ağaç kesildi. Bu güzellik artık bu şekilde görünüyor:
Tertemiz havası, yemyeşil doğasıyla milyonlarca yıl bölgenin akciğeri oldu fakat bu dönemdeki hırsa direnemedi ve ekosistemin can çekiştiği bir alana dönüştü.
Ziraat alanlarının ve yeraltı su kaynaklarının aşırı kullanımı binlerce obruk oluşmasına neden oluyor.
Normalde 50-100 yılda oluşması gerekirken son yıllardaki tabiat tahribatı sebebiyle yalnız Konya’da 1000’den fazla obruk oluştu. Bu sebeple yeraltındaki sular aşırı kullanılıyor ve oluşan boşluklar sebebiyle yüzeyde çöküntüler gerçekleşiyor. Peki ya asla su kalmadığında ne olacak?
Tuz Gölü de aşırı sulamaya kurban giden güzelliklerden.
Oldukca sayıda flamingonun yaşama veda etmesine yol açan bu aşırı sulama bu şekilde devam etmiş olduğu sürece Türkiye’nin ikinci büyük gölü tamamen yok olacak.
Uzungöl’ün önceki ve sonraki halleri durumu özetliyor.
Betonlaşmaya o da direnemedi.
Yoğun ve plansız kentleşmeye maruz kalan İstanbul’da son kurban Şimal Ormanları oldu.
16 milyon insanoğlunun akciğeri olan bu bölgede ormanların yanı sıra su havzaları, ziraat arazileri de bulunuyor fakat kentsel faaliyetler sebebiyle burada da ekolojik denge tehlike altında.
Oysa yol için orman katliamı yapmak yerine bu şekilde bir yöntem izlenebilirdi:
Şimal Ormanları şeklinde Karadeniz Ormanları da her geçen gün tahrip ediliyor.
Aslen ülkedeki tüm ormanlar çeşitli nedenlerle benzer kaderi yaşıyor. Bu kimi zaman yol oluyor, kimi zaman yangın, kimi zaman de otel inşaatı….
Bodrum Yalıkavak’ın önceki ve şimdiki halinden de görüleceği suretiyle organik güzellikleri yok etmek için fazlaca kısa bir süre kafi.
Tamamen duygusal nedenler!
Şehirlerdeki sahiller ise yok oluşu en derinden hisseden alanlar.
Bundan 50 yıl ilkin bu sahillerde yüzülebiliyordu, artık kokudan ve çöpten geçilmiyor.
Özetle; zarar görmeyeceğini bilseydik “Azca Malum Tabiat Harikaları” sıralaması yapmış olup buralardan her insanın faydalanmasını isterdik sadece durum ortada. En iyisi mi, saklı cennetleri kimselere söylememek gerek. Doğal artık bu şekilde bölgeler kaldıysa!
İLGİLİ HABER
‘Türkiye’nin Maldivleri’ Salda Gölü Bataklığa Dönüştü: Gölün Son Görüntüleri Tepki Çekti [Video]
İLGİLİ HABER
Bu Grafiğe İyi Bakın: Bilim İnsanlarının ‘En Eleştiri ve Gizli saklı Afet’ Söylediği Ölümcül Tehlike Aramızda
[ad_2]
