Köpeğinizin yada kedinizin hareketlerinden ne istediğinizi biliyor olabilirsiniz peki onunla kontakt oluşturmak ister miydiniz?
Kulağa oldukça garip ve heyecanlı geliyor değil mi? Mevzu yapay zekâ olunca mümkün değil diyemiyoruz.
Günümüzde yapay zekâ teknolojileri, hayvanların gizemli yaşamına oluşturulan kapıları aralıyor. Bakalım yakın gelecekte onlarla istediğimiz şekilde kontakt kurabilecek miyiz?
Yapay zekâ ve hayvan iletişimi arasındaki bağlantı
Yapay zekânın büyük veri setlerini çözümleme etme ve kalıpları tanıma mevzusundaki kabiliyetini artık biliyoruz. Arıların dans ederek yiyecek kaynaklarını bildirme ya da yunusların ıslıklarla kontakt kurduğu da biliniyor.
İşte bu aşamada yapay zekânın çözümleme kabiliyeti devreye giriyor ve hayvanların sesli ve sözsüz iletişimlerini çözümleyerek onların dilini anlamamıza destek oluyor.
Ortada mühim projeler var.
ABD merkezli kâr amacı gütmeyen Earth Species Project (ESP), yapay zekâ kullanarak hayvanların seslerini ve davranışlarını anlamayı hedefliyor.
2030’a kadar insanların öteki türlerle kontakt kurabilmesini yada en azından ne dediklerini anlayabilmesi amaçlanıyor. Bu süreçte, belirli hayvanların seslendirme kalıpları üstüne meydana getirilen araştırmalara fon sağlayarak da mühim adımlar atıyorlar.
Fakat işler o denli da kolay değil!
Bilimsel problemler bununla beraber geliyor.
Nörobiyologlar, yapay zekânın insan ve hayvanlar içinde gerçek gerçek bir kontakt sağlaması için hayvanların kendi kontakt sinyallerini kullanımı icap ettiğini belirtiyor. Ek olarak yapay zekânın hayvanlara hitap ederken sanki türdeşiyle kontakt kuruyormuş şeklinde ölçülebilir tepkiler üretmesi icap ettiğinin de altını çiziyorlar.
Her ne kadar yapay zekâ, hayvanların kontakt sinyallerini çözümleme etmede büyük potansiyele haiz olsa da bu alanda bazı zorluklar mevcut.
Bilhassa, hayvanların kontakt sinyallerini doğru bir halde yorumlamak ve bu sinyalleri insan diline çevirmek oldukça karmaşık bir süreç. Hayvanların kontakt sinyallerinin bağlamını idrak etmek da mühim.
Bundan dolayı de yapay zekânın hayvanlarla tam anlamıyla kontakt kurmamızı sağlaması için daha çok araştırma ve geliştirme çalışmasına gereksinim var.
Peki ya etik tarafı?
Bazı hukuk araştırmacıları, hayvanlarla kontakt kurulması ile hayvan refahı, koruma ve hayvan haklarına yönelik mevcut yaklaşımların tekrardan değerlendirileceğini korumak için çaba sarfediyor.
Sadece bunun kötüye kullanılması ihtimaller dahilinde. Deniz canlılarını ağlara çekmek için sesler kullanmak yada hayvanların katledildiği endüstrilerde üretimi arttırmak için yapay zekâ acımasız şekilde kullanılabilir. Bu da ağlatısal bir son demek ve düşlemek maalesef ki oldukça kolay.
Her ne kadar bu hedefe ulaşmak için katedilmesi ihtiyaç duyulan uzun bir yol olsa da meydana getirilen emek harcamalar ve elde edilmiş bulgular, gelecekte hayvanların dünyasını daha derinlemesine anlamamıza destek olabilir. Kim bilir bigün, kedinizin size ne söylemek istediğini hakikaten anlayabileceksiniz.
