Son yıllarda filmlerde ve dizilerde fazlaca sayıda robot, yapay zekâ ya da android görüyoruz. Bu karakterlerin hepsi de sevebileceğimiz şekillerde tasarlanıyor. Eski eserlerde ise durum pek de bu şekilde değil. Arada değişen bir şey olabilir mi?
Yapay zekâ ile kek, baharat karışımı falan meydana getirecek kadar yapay zekâ mevzusunda delirmiş durumdayız. Aslına bakarsak onlarca senedir mevcud, ondan ilkin de neredeyse iki yüz yıl süresince teoride tartışılmış olan yapay zekâ; geçmişte kimi zaman merak uyandıran sadece çoğu zaman ürkütücü bir şey olarak karşımıza çıkıyordu.
Son yıllarda ise HAL9000 (2001: Bir Uzay Yolculuğu), Skynet (Terminatör), Cyclons (Battlestar Galactica), ED-209 (Robocop) benzer biçimde fena ya da düşmancıl yapay zekâların yerini ne oldu da dünya tatlısı, canımızın içi makinecikler ve yapay zekâcıklar aldı?
Tüm sorunlara karşın yapay zekâ algısı değişiyor.
Üretken yapay zekâ ile beraber bu vasıta artık her insanın kullanabileceği hâle geldi. Durum bu şekilde olunca da yapay zekâ mevzusunda fazlaca sayıda münakaşa çıktı.
Iyi mi denetim edileceği, iyi mi güvenli olacağı, ne amaçlarla ne seviyeye kadar kullanılacağı mevzusunda ayrı, yapay zekâ eğitiminde kullanılan içeriğin telifi ve elde edilme şekli mevzusunda ayrı tartışmalar devam ediyor.
Jean-Jacques Rousseau, sanatın amacının değerleri yıkmak ve propaganda yapmak bulunduğunu söyler. Kendisi tek cümleye indirgenebilecek bir insan olmadığı ve cümlenin bu hâli de yanlış anlaşılmaya fazla uygun olduğundan izahat yapalım derhal: Sanat size kabul edilebilir davranışların propagandasını yapar ve sizi iyi biri yapmaz, ahlakî açıdan fena hareketler yapmanızı engeller. Güç sahiplerinin toplumdan beklediği değerler ve davranışlar değiştikçe sanat da eski değerleri yıkıp yenilerine yer açar ve yeni anlayışa uygun davranışları öne çıkarır. (Bunu birazdan soracağım, o yüzden ihmal etmeyin.)
Iyi mi hissetmemiz gerektiği söyleniyor olabilir mi?

Medyanın propaganda için kullanıldığını tamamımız görebiliyoruz. Aslına bakarsan propaganda da öyleki bir şeydir, kullanabileceği ne bulsa derhal kullanır. Bunun bir açık açık olanı bir de üstü kapalı olanı vardır. Sözgelişi ben “HS en görkemli site.” dersem bu açık açık propagandadır. Bir video çeker ve videodaki karaktere aramış olduğu doğru bilgiyi HS’da buldurursam ve bu esnada size sayfayı gösterirsem bu gizli saklı propagandadır. Ben açık açık bir şey dememişimdir fakat sizin aklınızda bu çıkarım kalır.
Filmler ve televizyonlar da bu aşamada mühim bir rol oynuyor. Rocky IV’te Soğuk Harp net şekilde görülüyor, Ivan Drago ve Rocky arası dövüş bir ABD propagandasıdır. Bu uygulama çağlar süresince her ülke tarafınca kullanılmıştır. Ya da 300 binden fazla çocuk, Çin’de süt formülü yüzünden hasta olunca Iron Man 3’ün Çin’de gösterilen versiyonunda süt propagandası yapılmıştı.
Peki bir sonraki propaganda mevzusu ne olabilir?

Başlığı okuduğunuz, yazıya tıkladığınız ve buraya kadar geldiğinize bakılırsa elbet çözmüşsünüzdür: yapay zekâ. The Matrix üçlemesi, Terminatör, Wall-E, 2001: Bir Uzay Macerası, Blade Runner benzer biçimde yapımlarda yapay zekâ ve robotlar hep kötücül olarak karşımıza çıkıyordu. Gelin bir de şimdiye bakalım.
The Matrix 4 kim bilir en fena örnek. Neo’nun makinelerle öpüşüp barıştığı, Morpheus’un yapay zekâ hologramımsı bir şeye dönüştüğü bir Matrix filmi seyretmek zorunda kaldık.
Marvel çizgi romanlarında pataklanıp kapatılması iyi bir şey olan Kree gezegeninin yöneticisi Supreme Intelligence (Kree gezegenini yöneten yapay zekâ), Kaptan Marvel tarafınca kapatılınca Kree toplumu âdeta çökmüştü.
The Creator filmimizde ise yapay zekâ ile insanların mücadelesinde insanoğlu dümdüz fena taraf konumunda. Hatta yapay zekâ bu yapımda minik bir çocuk oluyor ve yalnız sulh içinde yaşamak istiyor.

Geçmişte de iyi robotlar ya da yapay zekâlar yok muydu?
Normal olarak vardı. The Iron Giant, Astro Boy, R2D2 benzer biçimde karakterler var sadece bugün bilim kurgu eserlerinden bahsetmiyoruz; mevcud bir teknoloji hakkında meydana getirilen propagandadan bahsediyoruz. O denli gerçeğe yakın ki tüm bu propagandanın aslen fazlaca anlaşılabilir, fazlaca gerçek bir sebebi var…
Para

Neredeyse tüm yapımların ertelenmesine yol açan yazar krizini hatırlıyor musunuz? O grevdeki temel noktalardan biri, Hollywood’un toplu iş sözleşmesinde yapay zekâ kullanımı mevzusunda anlaşılamamış olmasıydı. Yapay zekâ, pek fazlaca işi insanların yerine ve onlardan fazlaca daha süratli yapmış olduğu için tercih edilebiliyor. Bazı firmalar çoktan yapay zekâ kullanmaya başladı.
Hatta sanatçı loncaları bile değişik mecralarda yapay zekâ ile seslendirme ya da animasyon oluşturulması benzer biçimde izinler veriyor. Dev firmalar ise yüzlerin, seslerin, benzerliklerin haklarını alıp yapay zekâ ile sonsuz içerik üretebilmek istiyorlar. Bu firmalar hâlihazırda pek fazlaca ölü aktörün ses ve yüz haklarına haiz. Kaldı ki biz istesek de istemesek de bu firmalar, yapay zekâyı kullanmaya ve geliştirmeye de devam edecekler.
Biz bile yapay zekâ ile film yapabiliriz benzer biçimde.
Derhal yapalım. ChatGPT’ye bir yapay zekâ haberi yazarken şakalaştığımız bir sekans yazdırayım örneğin:
Beyazıt (heyecanla): Dostlar, mükemmel bir haberim var! Yapay zekâ, bir restoranda garsonluk yapıyor ve müşterilere muhteşem hizmet veriyor!
Emre (şaşkın bir halde): Hakikaten mi? Yapay zekâ garsonlar mı artık? İnsanların işi olmayan kalma zamanı gelmiş anlama gelir!
Eray (gülerek): Fakat Beyazıt, acaba yapay zekâ garsonlar, bahşiş alıyorlar mı? Yoksa onların banka hesapları mı var?
Beyazıt (alaycı bir halde): Doğal ki Eray, yapay zekâ garsonlar “dijital bahşiş” alıyorlar! Bitcoin ya da Ethereum kabul ediyorlar, nakit almak için birazcık erken olabilir!
Emre (kıkırdayarak): Vay canına! Kim bilir bigün yapay zekâ garsonlar, müşterilere tavsiye dahi ederler. “Efendim, bugün sosisliyi denemelisiniz, fazlaca popüler!”
Eray (gülerek): Evet, ve kim bilir siparişinizde “Algoritma Önerisi” seçeneği olur!
Beyazıt (kahkahalar içinde): Tamam dostlar, yapay zekâ garsonlarla ilgili haberimizi yazalım. Fakat ihmal etmeyin, insan garsonların duygularını incitmeyecek şekilde yazalım!
Ilk olarak burada bile insanları işi olmayan bırakacağını söyleyip sonrasında da insanların duygularını incitmeyin demesiyle ironik bir halde yapay zekâ propagandası muhteviyatında kendi propagandasını meydana getiren ChatGPT’ye teşekkür ediyorum. Paşam asla saklamıyor da.
Elimizdeki bu metne uygun bir videoyu Sora ile oluşturup videoyu da ElevenLabs’ın yapay zekâsına seslendirtirsek elimizde bir sekans oluşmuş oluyor. Disney benzer biçimde, Sony benzer biçimde, Time Warner Discovery benzer biçimde firmaların, maddi güçleri, patentleri ve bizim erişemeyeceğimiz teknolojileri ile neler yapabileceklerini düşündüğümüzde yapay zekânın niçin övüldüğünü idrak etmek zor olmasa gerek.
Kısaca yapay zekâ fena bir şey mi?

Hayır, yapay zekâ bir vasıta en sonunda ve araçlar iyi ya da fena olmazlar, o türden seçimler yapmazlar. İnsanların araçları kullanma şeklinden dolayı biz onları iyi ya da fena bir şey olarak değerlendiririz.
Propaganda yapmayı da propagandası yapılacak şeyi de insanoğlu seçiyor. Eskiden dalları elle koparan insanlık, sonrasında sivri taşlarla ağaç parçalamaya başladı. Bir noktada testereyi buldu. Şimdi dev makineler ağaç kesiyor. Yapay zekâ da bu şekilde sofistike hâle gelen araçlardan yalnız biri.

Rousseau ile ilgili yazdıklarımı hatırlıyor musunuz? Artık yeni bir endüstri devrimine gidiyoruz -hatta başladık bile- ve bu devrimden sonrasında yapay zekâ ve robotlarla birlikte çalışacağız. Ve bizlerden, aslen robot iş arkadaşlarımızla bir arada var olmaya alışmamız istenmesine şimdiden hazır olmalıyız.



