Perşembe, Şubat 6, 2025
Ana SayfaHaberlerBakır, yeşil enerji dönüşümüyle 'altın çağı'nı yaşayacak

Bakır, yeşil enerji dönüşümüyle ‘altın çağı’nı yaşayacak

[ad_1]

Yeşil enerji dönüşümünün küresel bakır piyasasının gelecekteki büyümesinde temel belirleyici olması beklenirken, talep ve fiyatındaki üstün dereceli artışlarla bakırın altın çağını yaşayacağı öngörülüyor.

Bakırı “yeni petrol” olarak nitelendiren ABD merkezli küresel yatırım bankası Goldman Sachs’a gore, bakırın fiyatı bu yıl ton başı averaj 9 bin 675 dolar düzeyinde seyredecek. Bu rakamın gelecek yıl ton başına 11 bin 875 dolara yükselmesi beklenirken, 2025 itibarıyla bakırın ton fiyatı 15 bin dolar seviyesine çıkacak.

Bakır talebi de yeşil enerji dönüşümünün hızlanmasıyla üstün dereceli artış gösterecek. Yeşil teknolojilere bağlı olarak bakır talebinin artmasının temelinde bakırın esnekliği, elektriksel ve termal iletkenliği ile düşük reaktivite özellikleri yatıyor.

Internasyonal Enerji Ajansının verilerine gore, elektrikli bir aracın üretimi için benzinli araca kıyasla 5 kat, rüzgar türbini için ise organik gaza dayalı elektrik santrallerinden 8 kat fazla madene gereksinim duyuluyor ve bakır bu madenler içinde öne çıkıyor.

Elektrikli araçlar, rüzgar ve güneş teknolojileri bakır talebini artıracak

Goldman Sachs’ın analizlerine gore, temiz enerji dönüşümünden meydana gelen bakır talebi 2030’da yüzde 600 artışla 5,4 milyon tona yükselecek. Elektrikli araçlar, rüzgar, güneş ve jeotermal enerji şeklinde yeşil enerji teknolojilerinin gelişme hızına bağlı olarak bakır talebi yüzde 900 artışla 8,7 milyon tona ulaşabilecek.

Elektrikli araçlar 2030’da bakır talebindeki toplam büyümenin yüzde 40’ını oluşturacak. Bu yıl 5,1 milyon elektrikli vasıta satılması beklenirken, bu sayı 2030’da 31,5 milyona yükselecek ve ortalama 30 milyon elektrikli vasıta şarj ünitesi kurulacak. Böylece, elektrikli vasıta sektörü kaynaklı bakır talebi 2030’a kadar 2,4 milyon ton artacak.

Temiz enerji dönüşümünün kalbinde yer edinen güneş enerjisi teknolojileri, 2030’da bakır talebindeki artışın 1,6 milyon tonunu oluşturacak.

Karasal rüzgar enerjisi santrallerinin bakır talebindeki büyümedeki oranı ise 1,3 milyon ton (yüzde 20) seviyesinde gerçekleşecek. Deniz üstü rüzgar enerjisi kapasitesinin artmasıyla, bakır talebinde rüzgar teknolojilerinin oranı da artacak.

Öte taraftan, temiz enerji dönüşümüyle altın çağını yaşayacak bakır tedarikinde arz sıkıntısı olmaması için sektörün yatırımlarına hız vermesi gerekiyor. Temiz enerji teknolojilerine bağlı olarak artan bakır talebini karşılamak için yapılacak yatırımların iklim değişikliği ve çevresel etkilerine yönelik endişeler ise bu dengenin kurulmasındaki en mühim zorluklardan biri olarak öne çıkıyor.

Yeşil dönüşümün hızı, bakıra yönelik belirsizlikleri bununla beraber getiriyor

Londra merkezli emtia piyasaları çözümleme şirketi CRU Grup’un Temel Metaller Araştırma Müdürü Charlie Durant, AA muhabirine yapmış olduğu açıklamada, bazı ülkelerde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakalarının tekrardan artmasına yönelik endişeler haricinde makroekonomik yerin bakır fiyatlarını desteklediğini ve kısa sürede fiyatların daha çok yükselebileceğini söylemiş oldu.

2020’nin bakır piyasasında kargaşa ve bunalımlı bir yıl olmasına karşın piyasanın temel göstergelerinin pozitif bulunduğunu belirten Durant, “Elektrikli araçlar, rüzgar ve güneş enerjisinin rafine bakır talebindeki senelik büyümenin yüzde 1,5’ini oluşturacağını öngörüyoruz. Küresel bakır piyasasının gelecekteki büyümesinin neredeyse tamamının yeşil enerji dönüşümünün hızına bağlı bulunduğunu söylesek abartmış olmayız.” diye konuştu.

Durant, elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerjiye geçişin yaşandığını fakat bu geçişin hızı ve hangi piyasaların iyi mi dönüşeceğine ilişkin belirsizliklerin riskleri de bununla beraber getirdiğini beyan etti.

Küresel bakır piyasası açısından iki temel belirsizlik bulunduğunu dile getiren Durant, şunları kaydetti:

“Bu belirsizliklerin ilki Çin’in bakır ihtiyacının ne kadarını bakır hurdasından karşılayacağı. Digeri ise alüminyum ya da öteki metallerin bakırın yerini ikame etmesi. Eğer bakır tutarları alüminyuma gore uzun bir süre yüksek seyrederse, bu ikame tehdidi daha belirgin hale gelecektir. Ek olarak, bakır endüstrisinde yeni maden projelerine olan gereksinim da hala devam ediyor. Salgın ve madenlerin çevresel tesirleri tedarik üstünde risk oluşturuyor fakat stratejik ve yürekli kararlar alınarak bu tehditler fırsatlara dönüştürülebilir. Bir tek fiyatlar açısından değil, sürdürülebilir ve kapsayıcı bakır yatırımlarıyla bakır piyasası daha da büyüyebilir.”

[ad_2]

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Most Popular