Şahsiyet’in 2. Sezonunun İlk İki Bölümünü İnceledik!

Alzaymır başlangıcı teşhisi koyulan eski adalet sarayı memuru Agâh Beyoğlu’nun, “Madem her şeyi unutacağım, o süre seri katil olayım.” demesiyle beraber bir seri katile dönüştüğü dizi, 12 bölüm sürmüştü. Kendince bir hakkaniyet arayışında olan Agâh Bey’in cinayetlerine tanıklık ettiğimiz dizinin kadrosunda Türkiye’nin ilk ve tek Emmy ödüllü oyuncusu Haluk Bilginer var. Bilginer’e ise dizinin gerilim seviyesini yükselten Erdal Özyağcılar birlikte rol alıyor.

Onur Saylak’ın yönettiği ve Hakan Günday’ın yazdığı Şahsiyet’in yeni sezonu büyük bir heyecanla bekleniyordu. Sonunda o beklenen gün geldi! Şahsiyet’in yeni sezonunun ilk iki kısmı Gain’de yayımlandı. Bakalım ilk iki bölümde neler olmuş?

DİKKAT, 3. görselden itibaren spoiler başlıyor.
Şahsiyet II. Fasıl, tam 5 yıl aradan sonrasında bomba benzer biçimde başladı.

İlk sezondan ve hikâyeden kopuk bir senaryo görmedik.

Şahsiyet’in ilk sezonu gözümüzde o şekilde bir yere sahipti ki seneler sonrasında ikinci sezonunun gelecek olması birçok kişiyi kaygı denizine sürüklemişti açıkçası. Sadece yeni sezonun ilk iki bölümünde gördüğümüz o ki dizi, gerek Agâh Beyoğlu’nun repliklerine yapmış olduğu göndermelerle gerekse hikâyeden kopmamasıyla 1. sezonu aratmayacak benzer biçimde.

Agâh Beyoğlu’nun replikleri demişken… Gene bu sezonda da kendisinin derin, anlamlı ve felsefik cümleleri hepimizi büyüledi doğrusu.

“Madem defaatle katliam işledim. Demek ki ben bir mükerrer katilim. Fakat şimdi düşünüyorum da hiiiç tekrara düşmedim.”

İlk bölüm, Agâh’ın işlediği tüm cinayetlerden sonrasında alzaymırın arkasına saklanmasıyla adım atar.

Beklenmedik bir halde uykusundan uyanan ve tekrardan doğduğuna inanan Agâh için işler aslen o kadar da yolunda gitmeyecektir.

Karanlık geçmişi, Agâh’ın peşini bırakmaz.

İlk sezonun sonunda kafasında bir silahla bıaktığımız Agâh Beyoğlu, ilk bölümde polise gidip tüm yaptıklarını itiraf eder. Polis memuru, doğal ki onun anlattıklarına inanmaz ve bu senaryoyu onun alzaymır olmasına bağlar. Polis memurunun savcıyı ifadeye çağırmasıyla ise Agâh’ın kaderi resmen değişmiş olur. Seneler ilkin kapanan “Köpek Öldüren” dosyası yine açılır.

Savcı, Sıtkı, Hikmet ve kötü karakter arasındaki enfes sekans…

Dosyayı yine açan savcı, içinde alacak verecek davası olan Sıtkı’ya “Köpek Öldüren”in Agâh Beyoğlu bulunduğunu söyler. Savcıdan Sıtkı’ya, Sıtkı’dan Hikmet’e ulaşan bu data en sonunda Hikmet’ten kötü karakterimize ulaşır.

Fena insanın ortaya çıkmış olduğu sahnenin derhal öncesinde gerçekleşen bu ani bir telefon trafiğiyle süregelen kurgu akışı, dizinin enfes sekanslarından bir tek biriydi.

Taş benzer biçimde bir villain Yazgı

Dizinin yeni fena karakteri Yazgı’e yaşam veren Erdal Özyağcılar’ın ekibe iştirak etmesi dizinin tüm atmosferini değiştirdi diyebiliriz. Her bakımdan muhteşem bir seçim olan Erdal Özyağcılar, dizinin gerilim seviyesini resmen arşa çıkarttı.

Yabancı Damat’ın tonton babasıyken, Şahsiyet’in azılı katil olan Erdal Özyağcılar’ın hikâyesini seyretmek şimdiden oldukça keyifli olacak benzer biçimde görünüyor.

Agâh’ın geçmişindeki o cinayetler elbet bigün karşısına çıkacaktı!

Agâh Bey’in ilk sezonda Beyoğlu sokaklarında kişisel doğrusu “kişisel” nedenler ile öldürmüş olduğu üç adamdan kabul edilen Ramiz de bunlardan biriydi. “Ramiz kimdi?” diyecek olursanız derhal yanıt verelim. Ramiz, azılı katilimiz Yazgı’in canından oldukça sevilmiş olduğu kardeşi….

Yazgı öldürülen kardeşi için geri dönüyor.

30 senedir Budapeşte’de ​olan Yazgı, kardeşinin katilinin bulunmasının arkasından soluğu İstanbul’da alıyor. Şahsiyet’in yeni sezonu, Yazgı’in Agâh Bey’den alacağı intikam çerçevesinde gelişecek anlayacağınız.

Yazgı karakteri, Türk dizi evveliyatına adını şimdiden altın harflerle yazdı.

Kötü karakterler branşında şimdiden untulmayacak bir perforrmans sergileyen Erdal Özyağcılar ve Yazgı karakterinin seneler sonrasında bile hatırlanacağına eminiz.

Yazgı ve Agâh’ın karşılaşmış olduğu o enfes sahne

İntikam için İstanbul’a gelen Yazgı’in Agâh’ı bulması o kadar da zor olmadı tahmin edersiniz ki. Aslına bakarsak Agâh’ı tek bir hamlede öldürebilecek olan Yazgı’in onu bir kedi fare oyununun içine çekmesi dizini aslolan vakası. İkilinin yüzleştiği bu sahne ise hem oyunculuk hem de diyaloglar açısından dizinin standardını bambaşka bir yere taşıdı.

Haluk Bilginer ve Erdal Özyağcılar’ın enerjisi senelerce konuşulacak benzer biçimde duruyor.

Alacağı intikam davasıyla dizinin gerilim seviyesini yükselten Erdal Özyağcılar ile Haluk Bilginer’in ilerleyen bölümlerde karşılıklı döktürdüklerini seyretmek keyifli olacak.

Dizinin alt metni aynı sertlikle yola devam ediyor.

Heyecanın ve gerilimin arttığı ikinci bölümde; beyaz toroslar, fail-i bilinmeyen cinayetler ve cumartesi annelerine uzanan bir fasıl açıldı. Kedisi Safiye Hanım’ın öldürülmesinden ve sıradaki hedefin torunu Ilaç’nın olduğu anlayan Agâh Bey’in dönülmez bir yola girdiğini fark etmesi de uzun sürmez doğal.

Yeni bir karakterimiz var: Avukat Meryem

Oyuncu Nergis Öztürk’ün yaşam verdiği Avukat Meryem, gene derinliği olan karakterlerden biri. Yazgı’in İstanbul’a ayak basar basmaz Agâh’a gittiğini anlayan Meryem’in Agâh Bey’i bulması uzun sürmez.

Kaderi’n başka sırları olduğu yakında Avukat Meryem yardımıyla ortaya çıkacak benzer biçimde…

Şahsiyet; kurgusu, hikâyesi, çekimleri ve oyunculuklarıyla gene hepimizi etkiledi.

İlk sezonda olduğu benzer biçimde tüm karakterleri zaaflarıyla gösteren dizi, hikâyeleri gene ilmek ilmek işlemiş. Şahsiyet; kendine özgü atmosferi, renkleri ve müzikleriyle minimum ilk sezondaki kadar çarpıcı bir finale kavuşacak benzer biçimde görünüyor.

Küçücük bilgileri vermekte ve bir kaos dolu bir atmosfer yaratmakta oldukça başarıya ulaşmış olan dizini ilk iki kısmı, hayal kırıklığına uğratmadı diyebiliriz.

Yerli Joker Agâh Beyoğlu’nu oldukça özlemişiz!

Kısacası her şeyiyle ilaç benzer biçimde gelen fakat asla yetmeyen iki bölümdü. Bakalım ilerleyen bölümlerde neler olacak…

Sizler Şahsiyet’in ilk iki kısmı hakkında neler düşünüyorsunuz peki?