Yüzüklerin Efendisi’nde Frodo ve Sam’in Kartal’la Yolculuğu
Yüzüklerin Efendisi serisinde Frodo ve Sam, Tek Yüzük’ü Yargı Dağı’nın ateşlerinde yok etmek için bir yolculuğa çıkıyor. Peki bu iki hobbit, bu yolculukta ne kadar yol yürüyor?
Yüzüklerin Efendisi serisi oldukca büyük bir edebiyat eseri olmasının yanı sıra beyaz perdede da efsanevi bir üçlemedir. Vefadır, cefadır, dostluktur, umuttur ve vatanımızda birazcık da “Yüzüğü niçin kartallarla götürmediler?” goygoyudur. Gelin görün ki Sam ile Frodo’nun kat etmiş olduğu mesafe {hiç de} o şekilde kısa bir mesafe değildir, Tek Yüzük için kartalları kontrolüne almaya kafi gelecek bir mesafedir.
Mordor haritalarında ya da filmlerde mesafe çok da fazla uzun değilmiş şeklinde gözüküyor olsa da aslına bakarsak Sam ve Frodo, binlerce kilometrelik bir seyahat gerçekleştiriyorlar. Üstelik bunu sıkıntılı şartlar altında, çoğunlukla saklanarak ve savaşım ederek, sıkıntılı arazide çıplak ayakla gerçekleştiriyorlar. Bu seyahat o şekilde metrobüsle Beylikdüzü’ne gitmek şeklinde değil, eskilerin anlattığı köyde okula gitme kanalıyla aşık atacak cinsten bir seyahat.
Ilk olarak bu haritaya bir bakalım.
Bu haritada kırmızı olan çizgi Yüzük Kardeşliği’nin beraber yapmış olduğu yolculuğu gösteriyor. Sonrasında ekip ayrılıyor ve Frodo ile Sam, Yargı Dağı’na ilerlemeye başlıyor. Onu da yeşil renkli çizgiyle görebiliyoruz.

Mesafeleri daha anlaşılır kılmak, gözünüzde canlandırmak adına kendi dünyamızdan örneklerle yola çıkabiliriz. Fırat, bizim aramızdaki adıyla Fırado adlı bir arkadaşımız evleniyor olsun.
Kıza sürpriz bir evlenme teklif edecek ve oldukca yakın arkadaşımız olduğundan dedik ki “Tamam kanka, ben seni götüreyim, otomobille gidelim, road trip kafası olsun.“ Demez olaydık, zira Fırat bizlere yolu parça parça söylüyor, üstelik yolun da epey bulunduğunu sonradan öğreniyoruz.
Her neyse ki paramız, pasaportumuz, vizemiz ve de bir “Kartal”ımız var bu yola çıkarken.

Otomobil olan Kartal, 100 kilometrede 7,9 litre benzin yakarken ikimiz de yola çıkıyoruz. Radyoda ise “Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece” çalıyor. Benzin mevzusu mühim, şu sebeple dönüşte parayı Fırado’nun varlıklı amcası bizlere ödeyecek.
İlk durak: Bree ve Sıçrayan Midilli Hanı

Yüzüklerin Efendisi’nde dört hobbit ilk olarak **Sıçrayan Midilli Hanı’**na gidiyor, Aragorn ile de ilk kez burada karşılaşıyorlar. Bree ile Shire arası 120 mil, kısaca 193 km. Yürümek için oldukça uzun bir yol, ortalama 40 saat sürüyor.
Bizim Fırat da Lüleburgaz’da dedesine uğrayacağımızı söylüyor. Dedesini bulamayınca dayısına uğruyoruz. Bizim de hobbitlerin de kat etmiş olduğu mesafe aynı. E5’te ve köprüde trafikle ikimiz de 3 saatte geliyoruz.
İkinci durak: Rivendell ve Elf Divanı

Yüzük Kardeşliği, elflerin topraklarına ulaşmak için uzun ve badireli bir seyahat gerçekleştiriyor. Bu yolculuğun sonunda da Galadriel, Elrond, Arwen şeklinde kişiliklerle tanışıyorlar. Aslen buraya kadar olması ihtiyaç duyulan yolculukları, konseyde çıkan karar sonrası uzuyor. Bree’den Rivendell’e olan yolculukları ise 492 kilometre. 90 saat yürümeleri gerekiyor.
Fırat da Pirot göçmeni olduklarını, kızın da Pirot’ta bulunduğunu söylüyor ve Lüleburgaz’dan Pirot’a gidiyoruz. Bu esnada Bulgar ve Sırp gümrüklerinde epey de takılıyoruz. 14 saat sonrasında Pirot’a varıyoruz. Güldünya Hala bizi konuk ediyor.
Üçüncü durak: Moria Madenleri

Yüzük Kardeşliği yolculuğa çıktığında ilk gittikleri yer Moria Madenleri oluyor. Bir zamanlar cücelerin coşkuyla yaşadıkları bu yer artık goblinlerin istilası altında, troller cirit atıyor ve bir de Balrog var doğal. Sırf madenlere ulaşmak için 281 kilometre yol kat eden hobbitlerimizin canı esasen burnunda. 60 saatlik yol bu.
Kızın ailesinin taşındığını öğrenince ikimiz de sürprizi bozmamak adına mevzu komşudan nereye gittiklerini öğreniyoruz. Pojega diye bir yere gitmişler, 280 kilometre de biz gidiyoruz. Hâlâ ülke değiştirmemiz gerekmemesi bir parça rahatlatıyor bizi.
Gittiğimizde ise ailenin oraya pek alışamayıp yeniden taşındıklarını öğreniyoruz. “Kanka, ara kızı sor” dediğimizde Fırat bizlere “Ilkin ailesine sormak lazım, bizde âdet böyledir.” diyor.
Dördüncü Durak: Lorien

492 kilometrelik bir seyahat meydana getiren hobbitlerimiz böylece Lorien’e ulaşmayı başarmıştı. Galadirel burayı kendi güç yüzüğü yardımıyla korumayı başarmış, nebat örtüsünü canlı tutmuştur. Lorien’e olan seyahat, ekibin ise 90 saati yürümekle geçiyor.
Kızın ailesini bulmak için verilen yol tarifini kullanarak yola çıkıp kendimizi 495 kilometre sonrasında Hırvatistan’da, Kriz adlı yerleşimde buluyoruz. Kızın ailesi burada kendilerini tarıma vermiş, toprağı işliyorlar. Bizim çocuğa pek sıcak bakmadıklarını düşünsem de onay almayı başarıyoruz. Kızın iş sebebiyle başka bir şehirde bulunduğunu söylüyorlar.
Beşinci Durak: Sarn Gebir

Yüzük Kardeşliği’nin 257 kilometre yürüyerek ulaştıkları bu yer, ilk ork saldırısının da gerçekleştiği yer olarak biliniyor. Ek olarak Legolas da burada bir Nazgul’u oklayıp indirmesiyle havasına hava katmıştı.
247 kilometre süresince otomobil kullanıp sonunda kızın çalmış olduğu yere, Slovenya’daki Zirovnica’ya geliyoruz. Kızın iş arkadaşları bizlere başta ters ters cevaplar verseler de kızlardan biri Fırat’ı biliyor. Yenge adayımızın iş seyahatinde bulunduğunu söyleyip gittikleri yerin de adını bir kâğıda yazıp elimize tutuşturuyor.
Altıncı Durak: Morannon

Yalnız 177 kilometre daha yürüyen hobbitlerimiz, böylelikle kendilerini Morannon’da kısaca Kara Kapılar’da buluyorlar. Bu kapıyı kimsenin onlara açacağı yok, o yüzden dağlardan patika takip etme kararını alıyorlar.
Müstakbel yengemizin katılmış olduğu konferansın yapıldığı yere, İtalya’daki Resiutta adlı yerleşime gidiyoruz. “Oldukça yol gittik fakat olsun, Resultante İmportante” diye kelime esprisi hayata geçirmeye çalışıyorum fakat Fırado artık bezmiş, Fırado sinirli, Fırado şakama gülmüyor. Otomobilde ölüm sessizliği oluyor.
Yedincı Durak: Minas Morgul ve Yargı Dağı
Yolculuğun sonunda Sam ve Frodo, Minas Morgul’dan geçip Yargı Dağı’na ulaşıyor. Bunun için de 112 kilometre daha yürüyorlar.
Fuar alanındaki görevlilerden kızın kalmış olduğu oteli öğreniyoruz. Fuardaki görüşmeleri bitince dinlence yapmak istemiş olmalı ki epey uzak bir yerde otel seçmiş, Deniz kıyısındaki bir semt olan Aprilla Marittima’ya ulaşıyoruz. Ulaşmakla kalmayıp kızı da buluyoruz.
Frodo yüzüğü ateşe atmak için kendiyle savaşım ediyor.
Fırado, evlenme teklif etmek için kendini hazırlıyor.
Tek Yüzük, Yargı Dağı’nın ateşlerine düşüyor.
Fırat diz çökmüş yüzüğü çıkarıyor.
Tek Yüzük ateşte dağılırken Sauron’un kulesi çökmeye başlıyor.
Kız, teklifi kabul etmeyince esasen diz çökmüş olan Fırat tamamen yıkılmaya başlıyor.
Kartallar, tükenmiş olan hobbitleri yanan dağdan kurtarıyor.
Kartal’la, tükenmiş olan Fırat’ı oradan kurtarıyoruz.
Yüzüklerin Efendisi’nin sonunda Aragorn, hobbitlere “Dostlarım, kimsenin önünde diz çökmeyin” diyor.
Yolda giderken Fırat’a “Dünyanın sonu değil be oğlum, çökme.” diyoruz.
Hobbitler toplamda 440 saatlik yolculukta 2137 kilometre yol yürümüş oluyor. Biz ise yolda 36 saat harcamış oluyoruz. Yolda da “Demek ki bu kadar yolu dümdüz gitsek Stuttgart’a gidermişiz” diye aklımızdan geçiriyoruz. Yaktığımız 167 litre benzinin Türkiye fiyatı ise 6112 TL tutuyor.
Doğal ki bu, düzgüsel şartlar altında yapacağımız harcama. Mordor’a yaklaştıkça yokuşlarda 1. vitesle gidecek olan otomobilimiz daha da oldukca yakıt tüketirdi. Bir de aracın inşallah alt takımlarını bir yerlerde bırakmayız diye umuyoruz elbet. Bir ihtimal Toros ile gelseydik daha iyiydi, hem böylece Elrond Divanı’nda yüzüğün iyi mi götürüleceği sorulduğunda Frodo “Biz boşuna mı buradayız babayiğit?” derdi.



