Yazılım

Japon Web Siteleri Niçin 2005 Yılından Kalma Benzer biçimde “Karmaşık” ve “Eski” Görünür?

Japonya’ya ilişik bir alışveriş sitesine girdiğinizde niçin 2000’lerin başına ışınlanmış şeklinde hissediyorsunuz? O karmaşa, yanıp sönen banner’lar ve sonsuz linklerin sebebi fena tasarım değil. Gelin Japonların niçin “belirsizlikten kaçınmak” için bu yolu seçtiğini anlatalım.

Çağdaş internet sektöründe tasarımın altın kuralı çoğu zaman “sadelik”tir. Göz yormayan renk paletleri, bol miktarda beyaz boşluk ve satın al butonu şeklinde kullanıcıyı tek bir hedefe yönlendiren minimalist arayüzler… “İyi tasarım” dendiğinde çoğumuzun aklına Apple’ın ana sayfası şeklinde temiz görüntüler gelir.

Peki, sonrasında bir Japon e-ticaret sitesine, örneğin Rakuten’e girersiniz ve anında 2005 yılına ışınlanmış şeklinde hissedersiniz. Yanıp sönen banner’lar, tıklanacak yüzlerce bağlantı, iç içe geçmiş tablolar… Bu bir teknolojik geri kalmışlık ya da zevksizlik değil. Bu, bizim alıştığımızdan tamamen değişik bir tasarım felsefesinin ürünü.

İşte bu karmaşanın sebebi: Japon kültüründe belirsizliğe yer yoktur

Batı kültüründe bir siteye girdiğimizde “Detaylar için tıklayın” şeklinde bir yönlendirme görürüz. Japonya’da ise bu durum tam tersidir. Kültürel olarak “belirsizlikten kaçınma” eğilimi fazlaca yüksektir. Japon tüketici bir ürünü alırken, o an karşısındaki ekranda kargo bilgisinden iade koşullarına, teknik özelliklerden yasal uyarılara kadar her şeyi görmek ister.

Bu yüzden bizim “kaos” dediğimiz şey, onlar için “şeffaflık” ve “itimat” anlamına gelir. Bizim “mütevazi” ve “minimalist” bulduğumuz bir tasarım, onlara “Bu site benden bir şeyler mi gizliyor?” şüphesini verebilir. Şu demek oluyor ki o yanıp sönen reklam bile “Bak, sana hususi bir indirim var, kaçırma!” diyerek belirsizliği ortadan kaldıran bir itimat unsurudur. Bu bir hata değil, bilgili bir felsefedir.

Tek sebep kültür değil: Dilin ve alışkanlıkların teknik tesiri

Başlıksız-1

Bu yoğun tasarımı mümkün kılan teknik bir detay daha var: Dil. Japonca (bilhassa Kanji karakterleri), Latin alfabesine bakılırsa fazlaca daha “yoğun” bir dildir. Bizim “Parasız Kargo Fırsatı” yazmak için kullandığımız alana, onlar tek bir karakterle koca bir anlam sığdırabilir. Bu da fizyolojik olarak daha azca alana daha fazlaca informasyon eklemeyi mümkün kılar.

Ek olarak Japonya’da netin ilk yayılmış olduğu dönemlerde insanoğlu, metin tabanlı ve informasyon yoğunluğu yüksek arayüzlere alıştılar. Bu alışkanlıklar masaüstüne ve moderne de taşındı. Kullanıcılar esasen bu “informasyon bombardımanını” iyi mi yöneteceklerini bildikleri için tasarımcılar da seçimi değiştirebilmek için telaşlı davranmıyor. Onlar için mühim olan güzel duyu değil, işlevsellik ve bilgiye anında erişim.

Peki siz bu mevzuyla ilgili ne düşünüyorsunuz? Itimat veren fakat karmaşık Japon tasarımı mı, yoksa gözü yormayan minimalist Batı tasarımı mı? Yorumlarınızı bekliyoruz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu