Nijerya’nın Film Endüstrisi “Nollywood”, Beyaz perde Salonu Olmadan (VCD/DVD ile) Iyi mi Dünyanın En Büyük 2. Film Endüstrisi Oldu?

Nijerya’nın film endüstrisi Nollywood, beyaz perde salonlarının eksikliğine karşın dünyanın en büyük film sektörlerinden biri. Peki bunu iyi mi başardılar?
Film endüstrisi denildiğinde aklımıza çoğu zaman devasa bütçeli Hollywood yapımları ya da renkli Bollywood müzikalleri gelir. Sadece bu iki devin derhal arkasında büyüyen bir dev daha var: Nollywood. Nijerya’nın film endüstrisi olan Nollywood, şaşırtıcı bir halde senelik film üretim hacmi açısından dünyanın en büyük ikinci film endüstrisi.
Bu başarıyı daha da inanılmaz kılan ise, Nollywood’un bu unvanı kırmızı halılarla dolu beyaz perde salonları yada milyar dolarlık stüdyolarla değil, mütevazı VCD ve DVD’lerle elde etmiş olması. Peki, bir ülke iyi mi olur da beyaz perde altyapısı neredeyse “yok” denecek seviyedeyken küresel bir film gücüne dönüştü? Gelin bu garip hikâyeyi beraber inceleyelim.
Her şeyi başlatan Living in Bondage filmi
Nollywood’un resmî başlangıcı çoğu zaman 1992 yılına ve “Living in Bondage” adlı filme dayandırılır. O dönemde Nijerya’da iktisat fena durumdaydı ve 1980’lerdeki altın çağını yaşayan beyaz perde salonları ya kapanık ya da toplanma yerlerine dönüşmüştü. İnsanların beyaz perdeye gidecek parası yada altyapısı yoktu.
İşte tam bu aşamada, Kenneth Nnebue adlı vizyoner bir tüccar, elinde kalan yüklü miktardaki boş VHS kasetleri eritmek için parlak bir düşünce buldu: Bir film çekip direkt bu kasetlere basarak satmak. “Living in Bondage”, mahalli dilde, kara büyü, hırs, aile şeklinde mahalli kültüre ilişkin temalar işleyen bir yapımdı. Film, sinemalarda asla gösterilmeden direkt VHS kasetlerle piyasaya sürüldü ve milyonlarca kopya sattı. Bu, bir devrimin başlangıcıydı; Nollywood’un “direkt eve satış” modeli doğmuştu.
VCD ve DVD

VHS kasetler başlangıç olsa da aslolan patlama, Asya’dan gelen ucuz Video CD (VCD) teknolojisiyle yaşandı. VCD’ler, VHS’ye nazaran oldukça daha ucuz, daha dayanıklı ve kopyalanması daha kolaydı. Nijerya şeklinde elektriğin sık kesildiği yerlerde bile VCD oynatıcılar jeneratörlerle kolayca çalıştırılabiliyordu. İnsanlar, bir beyaz perde biletinden oldukça daha ucuza bir VCD satın alıp, tüm aile, hatta tüm mahalle ile beraber yine yine izleyebiliyordu.
Bu model, film yapımcıları için de bir cennetti. Düşük maliyetli dijital kameralarla filmlerini birkaç hafta, hatta kimi zaman birkaç gün içinde çekiyorlardı. Kurgu işlemleri de ev bilgisayarlarında hızla tamamlanıyordu. Bir filmin maliyeti oldukça düşüktü. Bu da üretim hacmini inanılmaz bir seviyeye çıkardı.
Dağıtımın gücü

Nollywood’un başarısının sırrı bir tek üretimde değil, bununla beraber dağıtımda yatıyordu. Filmlerin dağıtımı için resmi bir stüdyo ağı yoktu; bunun yerine devasa bir gayriresmî ağ vardı. Idumota Pazarı şeklinde bölgeler, endüstrinin kalbi haline geldi. Dağıtımcılar, filmlerin VCD/DVD’lere basılmasını finanse ediyor ve bu tarz şeyleri ülkenin ve hatta tüm Afrika’nın en ücra köşelerine kadar ulaştıran binlerce sokak satıcısı, otobüs şoförü ve minik dükkan vasıtasıyla satıyordu.
Bu sistem, bir filmin gösterime girmesiyle DVD’sinin çıkması içinde aylarca bekleyen Hollywood modelinin tam tersiydi. Nollywood’da film, kurgudan çıkmış olduğu an VCD’ye basılır ve kısa sürede milyonlarca seyirciye ulaşabilirdi. Bu hız ve erişilebilirlik, beyaz perde salonlarının eksikliğini fazlasıyla telafi etti.
Kültürel ögeler içermeleri

Nollywood’un bu kadar sevilmesinin bir öteki temel sebebi ise anlattığı hikayelerdi. Hollywood filmleri Nijeryalılar için keyifli fakat yabancı iken Nollywood’daki filmler insanlara kendi hayatlarından kesitler sunuyorlardı. Bu da onların Afrika’daki popülaritesini iyice artırdı.
Netice olarak Nollywood’un hikâyesi, beyaz perde salonlarının eksikliğine karşın yükselmeyi başarmasıyla hakikaten esin verici. Doğal ki şu anda dijital platformların yükselmesiyle VCD ve DVD şeklinde teknolojiler asla kullanılmıyor. Yeni platformlar yardımıyla de Nollywood’un kabuk değiştirdiğini, interneti kullanmaya başladığını görüyoruz.




