Animelerde karakterlerin niçin bu kadar büyük gözlere haiz bulunduğunu asla merak ettiniz mi? İşin aslı, oldukça garip ve düşündüğünüzden fazlaca daha derin!
Bazen anime izleyenler kesinlikle anime karakterlerinin gözlerinin düzgüsel hayattakine gore epey büyük bulunduğunu fark etmiştir.
Evet, sonuçta çizimden bahsediyoruz sadece arkasında asla tahmin edemeyeceğiniz bir geçmiş var!
Anime ve manga dünyasında büyük göz trendi, 20. yüzyılın ortalarında başladı.
Trendin öncüsü, “Manganın Tanrısı” lakabıyla malum meşhur Japon anime ve manga yazarı Osamu Tezuka’dır diyebiliriz. Tezuka, Disney karakterlerinden bilhassa Donald Duck, Mickey Mouse ve Betty Boop şeklinde büyük gözlü figürlerden etkilenmiştir.
Karakterlerdeki büyük gözler, yüz ifadelerini abartılı bir halde göstermek amacıyla çizilmiştir. Tezuka, karakterlerini bu şekilde tasarlamaya başladığında öteki mangakalar da ondan etkilenerek karakterlerini tıpkı onun şeklinde çizmeye başlamıştı.
Bu sayede büyük gözler kısa sürede trend hâline geldi ve günümüzde neredeyse her seride karşımıza çıkar oldu.
Ardında simgesel anlamlar da bulunmakta.

Batı dünyasında gözler, “ruhun pencereleri” olarak bilinir. Kısaca gözlerin bir kişinin duygularını, korkularını ve en derin benliğini derhal yansıttığı düşünülür.
Animelerdeki büyük gözler, duyguları daha doğru bir halde yansıtmayı kolaylaştırır ve karakterleri daha ilişkilendirilebilir hâle getirir.

Gözlerin pozisyonu, göz bebeklerinin ve irisin şekilleri, renkleri ve onların tonlamaları, mangakaların bir tek yüz ifadeleriyle bir karakterin tüm kişiliğini ve hikâyesini anlatmalarına olanak tanır.
Anime ve manga sanatı bir ifade aracı olarak kullandığı için insan özelliklerini, kolay çizimlere indirgemek zorundadır. Bundan dolayı büyük göz şekilleri kullanarak birden fazla karakteri tasvir etmek daha kolaydır.



