DÜNYA

Angel Şelalesi Hakkında Bilgiler

Eğer dünyanın en yüksek şelalesinin Niagara bulunduğunu düşünüyorsanız hemen hemen Venezuela’da bulunan Angel Şelalesi ile tanışmamışsınız anlamına gelir. Angel Şelalesi yalnızca en yüksek şelale unvanını taşımakla kalmıyor, hem de bulgu hikayesi ve çevresindeki geniş ekosistem ile herkesi kendine fanatik bırakıyor.

Nedendir kim bilir, pek fazlaca şahıs dünyanın en büyük ve en yüksek şelalesi olarak ABD Birleşik Devletleri’nde bulunan insan yapımı Niagara Şelalesi’ni biliyor. Sadece aslolan gerçek Venezuela’nın eşi olmayan topraklarında gizli saklı. Bugün Canaima Ulusal Parkı sınırları içinde bulunan Angel Şelalesi, dünyanın en yüksek şelalesi unvanını taşıyor ve ülkenin en fazlaca ilgi çeken gezim merkezlerinin başlangıcında bulunuyor.

Angel Şelalesi, göze çarpan yüksekliğinin yanı sıra çevresinde son aşama varlıklı bir ekosistem oluşturuyor. Şelalenin bulgu hikayesi ise bir fazlaca garip. Tamamen bir tesadüf sonucu bulunan Angel Şelalesi, adını da kendini keşfeden kaşiften alıyor. Gelin dünyanın en yüksek şelalesi unvanını taşıyan Angel Şelalesi’ni birazcık daha yakından tanıyalım ve duyunca epey şaşıracağınız bazı bilgiler paylaşalım.

Angel Şelalesi hakkında garip bilgiler:

Dünyanın en yüksek şelalesi:

angel şelalesi

Bugün Canaima Ulusal Parkı sınırları içinde bulunan Angel Şelalesi, 260 km uzunluğundaki Churún Nehri’nin bir koludur. Tam 979 metre uzunluğundadır ve döküldüğü yatağın genişliği 150 metredir. Döküldüğü yer, Auyán-Tepuí’ isminde bir dağdır. Angel Şelalesi’nin tümünü görebilmek için ya fazlaca uzaklaşmalı ya da havadan bakmalısınız. 979 metreyi tam olarak gözünüzde canlandıramıyorsanız Paris’te bulunan Eyfel Kulesi’nin tam üç katı bulunduğunu söyleyebiliriz. Niagara Şelalesi’nden ise tam 15 kat yüksektir. 

Angel Şelalesi’nin keşfedilme hikayesi, filmlere mevzu olacak türden:

angel şelalesi

Amerikalı maceraperest Jimmie Angel, 1937 senesinde Venezuela semalarında tek motorlu uçağıyla süzülürken birden arıza sebebiyle ıssızlığın ortasına iniş yapmak zorunda kalır. Eşi ve üç arkadaşıyla medeniyete ulaşmaya çalışırken akıllara durgunluk veren bir şelale keşfeder. Kaşifin soyadını alan Angel Şelalesi, ilk kez 1939 senesinde Venezuela haritalarındaki yerini alır. 1960 senesinde yaşamını kaybeden Jimmie Angel’ın külleri, adını verdiği şelaleye saçılmıştır. 

Angel Şelalesi, milyarlarca senelik bir oluşumun sonucu:

angel şelalesi

Angel Şelalesi, kendi başına bile son aşama etkileyiciyken bir de içinde bulunmuş olduğu jeolojik oluşum ile değerlendirdiğimiz süre daha da şaşkınlık verici bir hale geliyor. Şelalenin bulunmuş olduğu bölge, süper kıtanın oluştuğu ilk yıllardan kalma. Doğrusu tahmini yaşı ortalama 2 milyar yıl. Bölgedeki jeolojik dönüşümler ise dünyanın oluşumunu aydınlatacak cinsten.

Yüzlerce canlı türüne ev sahipliği icra eden geniş ekosistem:

angel şelalesi

Angel Şelalesi’nin bulunmuş olduğu bölgede eşine zor rastlanır bir ekosistem gelişmiş durumda. Bu alanda 500’den fazla kuş türü, 500’den fazla türde orkide, maymunlar, kurbağalar, karıncayiyenler, armadillolar, kirpiler, tembel hayvanlar, su samurları, jaguarlar, pumalar, tapirler ve daha pek fazlaca hayvan ve nebat türü yaşıyor. Burada bulunan bir çok tür, yalnızca bu bölgeye hususi nebat ve hayvanlardır. 

Angel Şelalesi adı tartışmalıdır:

angel şelalesi

Angel Şelalesi, adını onu keşfeden Amerikalı kaşif Jimmie Angel’dan almıştır sadece bu isim, Venezuela halkı tarafınca kabul edilmemektedir. Dünya tarafınca Angel Şelalesi olarak kabul edilse de bölgenin mahalli halkı bir ihtimal yüzlerce senedir bu şelaleye KerepakupaiMerú demektedir. Hatta devrin devlet başkanı Hugo Chavez, 2009 senesinde mevzu hakkında internasyonal emekler yapmıştır.

Fena ruhlarla korunan şelale:

angel şelalesi

Angel Şelalesi’nin bulunmuş olduğu bölge, Venezuela merkezinden yüzlerce kilometre uzaklıktadır. Bölgede hala Auyán-tepui ve Kamarakotos Pemon kabileleri yaşamaktadır. 1950’li yıllardan sonrasında dünya tarafınca tanınan ve 1990’lı yıllardan sonrasında turizme oluşturulan bölge bilinmezlerle dolu olduğu dönemde orada yaşayan kabile halkları Angel Şelalesi’ne yaklaşmaya korkarlardı. Bunun sebebi, şelalenin fena ruhlar tarafınca korunduğuna inanmalarıydı.

Sıcak havalarda su daha yere düşmeden buharlaşıyor:

angel şelalesi

Angel Şelalesi’ni görmek isteyenlerin Mayıs ve Kasım ayları içinde Venezuela’ya gitmeleri öneriliyor. Aralık ve Nisan ayları içinde ise giderseniz yalnızca bir dağ ile karşılaşmanız mümkün. Şundan dolayı bu zamanda yağışlar epey azalıyor ve ısı artıyor. Şöyleki bir ısı düşünün ki Angel Şelalesi’nden akan su daha yatağına düşemeden buharlaşıyor. Doğal olarak bu buharlaşma sonrası ortalığın büyüleyici bir sisle kaplandığını söylemeden geçmeyelim.

Angel Şelalesi bazı filmlere esin vermiştir:

angel şelalesi

Angel Şelalesi’nin filmlere mevzu olacak bir hikayesi bulunduğunu söylerken abartmıyorduk. 2009 yılında yapılmış Disney animasyonu Up filmindeki Paradise Falls şelaleleri Angel Şelalesi’nden esin alınarak yapılmıştır. 1990 yılında yapılmış Arachnophobia ve 2015 yılında yapılmış Point Break filmlerinde de gene Angel Şelalesi ile karşılaşmak mümkün. 

Dünyanın en yüksek şelalesi unvanını taşıyan ve görenleri kendine fanatik bırakan Venezuela’daki Angel Şelalesi hakkında garip bilgiler paylaştık ve bu bölge hakkında bilmenizde fayda olan detaylardan bahsettik. Angel Şelalesi hakkında düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz. 



İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.