[ad_1]
Bugün dünya otomobil piyasasında hatırı sayılır bir yere haiz olan Alman Audi markasının ardında Naziler, satışlar, davalarla dolu karmaşık ve karmaşık olmasıyla birlikte da enteresan bir öykü var. Dünya otomobil devlerinden Audi markasının dünden bugüne hikayesine ve romanlara mevzu olacak yolculuğuna yakından bakalım.
Herhangi bir otomobil sohbeti esnasında Audi marka otomobillerden bahsetmeden olmaz. Alman otomotiv devi, bugün dünya genelinde malum bir isim olsa da elbet hiçbir başarı benzer biçimde bu da bir günde olmadı. Minik bir üretim fabrikasında doğan Audi markası kuruluşundan bugüne devam eden yolculuğunda Nazilere vasıta üretti, birçok kez satın alındı ve neredeyse kapanma noktasına geldiği davalarla savaşım etti.
Tarihteki tüm kanlı savaşlarda rol almış hatta bir süre ikiye ayrılmış bir devlet olan Almanya’da, Audi markasının da rahat bir hikayeye haiz olacağı düşünülemezdi. Ülkenin başına gelen her durum Audi markasını da etkilemiş, kimi zaman işlemez hale getirmiş hatta kepenkleri kapatıp gitme noktasına bile gelmiştir. Gene de Audi bir halde dayandı ve bugün bildiğimiz otomobil devlerinden biri haline geldi.
1800’lü yılların sonunda Audi markasının temelleri atılıyor:
Önceki değil, daha önceki yüzyıl olan 1800’lü yılların sonunda; tam tarih vermek gerekirse 1885 senesinde, August Horch tarafınca Wanderer Company isminde bir şirket kuruldu. 1899 senesinde bir tane, 1904 senesinde bir tane daha şirket kuran August Horch belirgin bir halde dikkatleri üstüne çekti. Kurduğu şirketlerin adı, çalmış olduğu eski firmanın adının neredeyse aynısıydı.
August Horch’a oluşturulan ticari marka ihlali davası sonuçlanınca tüm bu firmalar kapatıldı ve elinde yalnızca Audiwerke AG Zwickau şirketi kaldı. Kısaca bildiğimiz Audi. Almanca ‘dinlemek’ anlamına gelen Horch kelimesi, Latince Audi kelimesinin karşılığıdır. Zwickau ise fabrikanın kurulduğu Saksonya eyaletindeki şehrin adıdır. Şirket bu adı resmi olarak 1915 senesinde almıştır.
İlk soldan direksiyonlu otomobil modeli:
Audi şirketinin ilk otomobili, 1910 senesinde piyasaya sürülen Audi Type A Sport-Phaeton modeliydi. İkinci model olan Type B de aynı yıl piyasaya sürüldü. Her iki model de günlük kullanımdan ziyade spor etkinliklerinde kullanıldı ve Austrian Alpine Run yarışlarında art arda üç kere birinci oldu.
Her hikayede olduğu benzer biçimde Audi’nin konusunda de firmanın kurucusu ayrılıyor. August Horch’un ayrılık sebebi, ulaştırma bakanlığında yüksek bir mevki elde etmekti. Her neyse ki August Horch ayrılmış olduğu sırada Audi çoktan kendini kanıtlamış bir marka haline gelmişti. Bu sayede üretim hız kesmeden devam etti.
1920 senesinde Audi, Audi Type K modelini piyasaya sürdü. Bu modelin zamanı bir önemi vardı şu sebeple Type K, soldan direksiyonlu olarak üretilen ilk Alman otomobiliydi. Direksiyonun solda olması hem güvenlik açısından daha sağlıklıydı hem de sürücülere daha kolay bir kullanım sunuyordu. Bu yüzden, bu tarihten itibaren soldan direksiyonlu otomobiller hızla yaygınlaştı.
Audi logosu ortaya çıkıyor:
Bugün hepimiz tarafınca malum ve tarihin en mühim ikonik simgelerinden biri haline gelen Audi logosunun ortaya çıkışı, kuruluşundan seneler sonrasında gerçekleşti. Hatta logosunun ortaya çıkış sebebi Audi markasını temsil etmek değil, bir otomobil birliğini temsil etmekti.
1928 senesinde İsveçli mühendis Jørgen Rasmussen, Audi’nin çoğunluk hissesini satın aldı. 1932 senesinde DKW, Wanderer ve Horch şirketleriyle birleşen Audi ile beraber Auto Union kuruldu. İlerleyen yıllarda Audi markasının logosu olacak iç içe geçmiş dört halka aslen Auto Union birliğini temsil etmesi için oluşturulmuştu.
Audi logosu ile Olimpiyat oyunlarının logosu arasındaki benzerliği hepimiz fark etmiştir. Olimpiyat Komitesi de bunu farkına varmış ve şirketi 1995 senesinde dava etmiştir. Mahkeme sonucu Olimpiyat Komitesi’ni haksız bulmuş ve iki logo içinde herhangi bir benzerlik olmadığına hükmetmiştir. Elbet, görsel bir benzerlik bulunuyor sadece herhangi bir düşünce ihlali durumu söz mevzusu değil.
Hitler zırhlı vasıta istiyor:
Sonraki yıllarda Audi için her şey yolunda gidiyor, birlik güzel çalışıyordu. Hatta altı silindir motorlu, önden çekişli otomobil modeli üreten ilk Avrupalı otomobil şirketi olmuştu. Derken tüm dünyayı toza dumana katacak olan 2. Dünya Savaşı başladı ve Audi, üretim enerjisini değişik bir alana yönlendirmek mecburiyetinde bırakıldı.
Hakkaten mecburiyetinde bırakıldı mı bilmiyoruz fakat Audi’nin tüm fabrikaları 2. Dünya Savaşı süresince otomobil üretimini durdurarak Almanya ordusu için zırhlı vasıta üretmeye başladı. Hitler’e zırhlı vasıta yetiştirmeye çalışan Audi fabrikaları Bağlaşık güçlerinin dikkatini çekti ve onlarca defa bombardıman uçaklarının hedefi oldu. Her neyse ki savaş bir halde sonlanmış oldu.
Savaşın sona ermesi Audi için daha büyük bir yıkım oldu. Bu sebeple ana üretim noktası olan Zwickau fabrikası, Sovyetler tesirindeki Doğu Almanya bölgesinde kaldı. Yapınak, savaş tazminatı olarak parça parça söküldü ve Auto Union, 1948 senesinde ticari sicilden silindi.
Üretim noktası, yöneticiler tarafınca daha özgür olan Batı Almanya bölgesine taşındı. Doğu Almanya’daki yapınak ise Audi adıyla olmasa da bir halde üretime devam etti. Burada üretilen Trabant modeli, ilerleyen yıllarda Doğu Bloku’nun çöküşünü sembolize eden bir figür olarak kabul edildi. En kolay tanımıyla orta derece olan Trabant modelinden 3 milyondan fazla üretilmişti.
Audi, onlarca defa değişik firmalar tarafınca satın alındı:
ABD Birleşik Devletleri tarafınca meydana getirilen Marshall yardımları kapsamında 1949 senesinde tekrardan kurulan Audi, önden çekişli araçlar üretmeye devam etse de elinde bir türlü seri üretim meydana getirecek kadar ana para bulamadı. Şirket zor durumdaydı.
Bu zor durumundan yararlanmak isteyen Daimler-Benz, 1959 senesinde firmanın ilkin bir kısmını sonrasında tamamını satın aldı. Sadece üretim modeli onlarda uygun olmadığı için sonrasında elden çıkardılar. 1969 senesinde ise Audi, öteki bir mühim otomobil devi olan Volkswagen tarafınca satın alındı.
Volkswagen, Audi’nin kendi markası adı altında otomobil tasarlanmasını istemiyordu. Audi fabrikalarını bir nevi yedek parça üretim noktası olarak kullanmak istiyorlardı. Audi mühendisleri ise bu durumu kabul etmediler ve 1972 senesinde Audi 80 modelini üreterek piyasaya sürdüler. Audi, üstündeki ölü toprağını atmış ve tekrardan bağımsız olmuştu.
Şirketi kapanma noktasına getiren dava:
Elbet, gene her şey yolunda gidememiş ve bu sefer darbe yeni kıtadan gelmiştir. ABD Birleşik Devletleri’nde 6 şahıs, Audi 5000 modelinde istenmeyen hızlanma problemi olduğu sebebiyle dava açtı. 1982 ile 1987 yılları aralığında 6 ölümün ve 700 kazanın, Audi 5000 modelinde görülen istenmeyen hızlanma arızası sebebiyle bulunduğunu iddia ediyorlardı.
60 Minutes isminde bir programda bahsedilen bu olaylar hakkında meydana getirilen araştırma sonunda, tüm bu olayların program yapımcıları tarafınca kurgulandığı ortaya çıktı. Sistemde bulunan küçük bir kusur sebebiyle vasıta minik bir hızlanma yaşıyor sadece kazaya bu minik hızlanma değil, heyecanlanan sürücü neden oluyordu. Audi, dava sonucu suçsuz bulunmuş oldu.
21. yüzyılda Audi:
Hepimizin bilmiş olduğu benzer biçimde bugün Audi artık zamanında onu satın almaya çalışan şirketlerle yarışabilecek bir seviyeye geldi. Audi A3, A6, Q2 benzer biçimde modelleri ile otomotiv yaşamına yeni soluklar getirmeye devam eden firmanın bazı modellerinde Volkswagen araçların emisyon sisteminden etkilendiği iddiaları da yok değil.
Dünya otomobil piyasasında kendine hatırı sayılır bir yer kazanmış olan Audi markasının dünden bugüne devam eden yolculuğunun savaşlar, davalar, satışlarla dolu öyküsünü anlattık. Audi hikayesinden çıkarılacak en mühim ders ise asla vazgeçmemek benzer biçimde görünüyor.
$(function(){
//facebook window.fbAsyncInit = function() FB.init( appId : '1037724072951294', xfbml : true, version : 'v2.5' ); ;
(function(d, s, id) var js, fjs = d.getElementsByTagName(s)[0]; if (d.getElementById(id)) return; js = d.createElement(s); js.id = id; js.src = "https://connect.facebook.net/tr_TR/sdk.js"; fjs.parentNode.insertBefore(js, fjs); (document, 'script', 'facebook-jssdk'));
$('body').on( click: function() // facebook save button ajax FB.XFBML.parse();
, '.facebook-save');
// share scroll if ($('.content-sticky').length > 0) { if ($(window).width() >= 768) { $(window).on('scroll', function () { var scrollTop = $(this).scrollTop(); $('article').each(function () if (scrollTop >= ($(this).find('.content-body').offset().top - 76)) $(this).find('.content-sticky').addClass('sticky'); if (scrollTop >= ($(this).find('.content-body').offset().top + $(this).find('.content-body').height() - ($(this).find('.content-sticky').height() + 92))) $(this).find('.content-sticky').removeClass('sticky'); $(this).find('.content-sticky').css('bottom': '0px', 'top': 'auto'); else $(this).find('.content-sticky').addClass('sticky').css( 'bottom': 'initial', 'top': '76px' );
else $(this).find('.content-sticky').removeClass('sticky').css('bottom': 'auto', 'top': '0');
); }); } }
// share click $('body').on({ click: function (){ var $this = $(this), dataShareType = $this.attr('data-share-type'), dataType = $this.attr('data-type'), dataId = $this.attr('data-id'), dataPostUrl = $this.attr('data-post-url'), dataTitle = $this.attr('data-title'), dataSef = $this.attr('data-sef');
switch(dataShareType) case 'facebook': FB.ui( method: 'share', href: dataSef, , function(response) if (response && !response.error_message) updateHit();
);
break;
case 'twitter': shareWindow('http://bc.vc/347874/https://twitter.com/intent/tweet?via=webtekno&text="+encodeURIComponent(dataTitle) + " %E2%96%B6 ' + encodeURIComponent(dataSef)); updateHit(); break;
case 'gplus': shareWindow('https://plus.google.com/share?url=" + encodeURIComponent(dataSef)); updateHit(); break;
case "mail': window.location.href="https://www.webtekno.com/mailto:?subject=" + encodeURIComponent(dataTitle) +'&body='+ encodeURIComponent(dataSef); //updateHit(); break;
case 'whatsapp': window.location.href="whatsapp://send?text=" + encodeURIComponent(dataTitle) +' %E2%96%B6 '+ encodeURIComponent(dataSef); updateHit(); break;
function shareWindow (url) window.open(url, "_blank", "toolbar=yes, scrollbars=yes, resizable=yes, top=500, left=500, width=400, height=400");
function updateHit () { $.ajax({ type: "POST", url: dataPostUrl, data: contentId: dataId, contentType: dataType, shareType: dataShareType, success: function(data)
if ($('.video-showcase').length > 0) var $container = $('.video-showcase'); else if ($('article[data-id="' + dataId + '"]').length > 0) var $container = $('article[data-id="' + dataId + '"]'); else if ($('.wt-share-item[data-id="' + dataId + '"]').length > 0) var $container = $('.wt-share-item[data-id="' + dataId + '"]'); else $container = null;
//var $container = dataType == 'video' ? $('.video-showcase') : $('article[data-id="' + dataId + '"]');
if ( $container != null && $container.length > 0 ) dataShareType == 'twitter')) if ($badged.hasClass('is-visible')) //$badged.html(data); else //$badged.addClass('is-visible').html(data);
}); } } }, '.wt-share-button') });
[ad_2]