Pazartesi, Şubat 17, 2025
Ana SayfaDÜNYAAvrupalılar Neden Oldukça Azca Gökdelen İnşa Ediyor?

Avrupalılar Neden Oldukça Azca Gökdelen İnşa Ediyor?

[ad_1]

New York, Dubai, Seul, Şangay ve öteki pek oldukca dünya şehrinde adım attığınız yer gökdelenken Avrupa şehirlerinde bu duruma pek rastlayamazsınız.

Giderek şehirleşen, nüfusu artan bir dünyada yaşıyoruz; bu da gökdelenlere olan ihtiyacı artırıyor. Fakat Avrupa, yoğun sözü geçen ve ekonomik açıdan bir fazlaca müreffeh bir kıta olmasına karşın oldukça yüksek binalar inşa etmeye sıcak bakmıyor.

New York’ta 302 gökdelen, Hong Kong’da 546 gökdelen varken; Avrupa’da ise bir tek 250 gökdelen var. Üstelik bunların yarısı bir tek üç şehirde bulunuyor: Londra, Moskova ve İstanbul.

Avrupalılar bu yapıları çirkin mi buluyor, yoksa oldukca başka sebepler mi var?

00d85a64eb41caaeaf6b5f040990f5bb1062bda6

İstanbul

Gökdelenlerin ilk kez 19. yüzyılda Chicago’da ve sonrasında New York’ta yükselmeye başlamasının en mühim sebeplerinden biri, o alanlarda zamanı binaların bulunmamasıydı.

Aslına bakarsan kıta oldukca yeni denilebilecek bir tarihte keşfedilmişti. Roma’daki Kolezyum, Atina’daki Akropolis benzer biçimde zamanı yapılar bulunmuyordu. Avrupa’daki benzer biçimde eski fakat sağlam ve görkemli kamu binaları, evler de bulunmuyordu.

42300f098f72b4cd0962032346149e4048a92a63

Manhattan Ilkin / Sonrasında

Ek olarak Avrupa’daki şehirlerin bir çok dar bir alana sıkışmak yerine geniş bir alana dengeli bir halde dağıldığı için buralarda yüksek yapı inşa etmeye gerek duyulmamıştı.

df0ac54a5d888d563a51b99747479031aa3a6152

Amsterdam, Hollanda

Bilhassa İkinci Dünya Savaşı’nda Avrupa’da pek oldukca şehirdeki simge yapılar büyük hasar görmüş oldu. Savaştan sonrasında bunlar yıkılmadı ve büyük bir emek sarf edilerek özenle restore edildi.

3e68de11504fe0daff4979e7fbad17a7a2915a75

Almanya’nınn Köln şehri, İkinci Dünya Savaşı’nda büyük hasar görmesine karşın restorasyonlar yardımıyla eski görünümüne tekrardan kavuşmuştu.

Mirası koruma arzusu baskın olunca gökdelenlere karşı hiçbir süre talep duyulmadı. Yalnız bazı şehirlerde gökdelenler terfi etti sadece bunlar da oldukça dar alanlarda toplandı. İstanbul’daki benzer biçimde bir düzensizliğe izin verilmedi

Kıta genelinde oldukca fazla gökdelen olmamasından kısmen görevli olan bir kavramdan da anlatmak gerekiyor: Brükselleşme.

61f8b1a70f03d5f3e452bee3c92e4a4d4e783159

1960’lardan kalma ruhsuz tasarımlı ve kutu benzeri binalar yüzünden kent manzarası ziyan olan Brüksel.

Belçika’nın başkenti Brüksel’de hiçbir süre gerçek bir gökdelen inşa edilmemiş olsa da; 1960’larda şehirdeki birçok bina, fena tasarımlı çağıl yapılara yer açmak için yıkıldı. Üstteki görselde o ruhsuz binaları kolaylıkla seçebilirsiniz.

Belçika’nın en etkili Art Nouveau yapılarından önde gelen Maison du People da bu yıkıma kurban gitti. Yerine Blaton Tower adlı yüksek bir bina inşa edildi. Alttaki görselde de gördüğünüz suretiyle şehrin dokusuna oldukça aykırı duruyor.

316d51dbe0cda32cc9077f8cb1343ec7287ba68b

Blaton Tower

Fark gözetmeyen bu tekrardan yapılanmanın şehre verdiği ziyanı fark eden birçok mühim şahsiyet ve mimar, yapılanların “mimari kabahat” bulunduğunu söyleyerek “Brükselleşme” terimini ortaya çıkardı ve yeni kent planlaması kurallarının getirilmesi için emek harcamalar yapmış oldu. Brüksel vatandaşları, çevreciler ve koruma örgütleri ülke çapında protestolar başlattı.

Bu sayede, yeni binaların inşası mühim seviyede sınırlandırıldı ve zamanı binaların restore edilmesini ve şehrin kültürel dokusunun korunması sağlandı. Facadism isminde olan bir teknik kullanılarak çağıl tasarımlı binaların dış cepheleri, Avrupa’nın eski ve güzel duyu mimari tasarımlarına benzetildi.

Brüksel’deki bu durum, Avrupa’da çağıl binalara karşı genel bir hoşnutsuzluğa yol açtı ve bu tip çağıl binalar yavan ve ruhsuz olarak görüldü.

Bunun üstüne Avrupa’daki oldukca sayıda kent, benzer düzenlemeleri benimsedi ve yüksek binaları ya asla yapmadı ya da zamanı merkezlerden uzak bölgelere inşa etti (Paris’teki La Defense benzer biçimde).

ee2c6d57f3bb42428624958273548bc6c3c92b75

La Défense, Paris

2000’li yılların başlarından itibaren Londra, Paris, Moskova, İstanbul ve Frankfurt benzer biçimde büyük finans merkezlerinde ticari alan talebi arttıkça gökdelenler yükselmeye başladı.

0d5418843890d66baa2c0fa058265c1b42e85abd

Londra, İngiltere

Nispeten daha ufak olan ve daha sakin bir halde büyüyen Avrupa şehirleri ise çevreyi ve vatandaşlarının yaşam standartlarını iyileştirmeyi daha oldukca önemsedi.

Öte taraftan bilhassa İskandinavya’daki ve Orta Avrupa’daki şehirler, ulusal ekonomileri içindeki önemini korurken, istikrarlı bir halde sürdürülebilirlik ve refah seviyesi bakımından zirvede yer almaya devam ettiler.

4d99213dee9cdb86ec13c84295d22cebd144806a

Kopenhag, Danimarka

Dünya giderek küreselleştikçe mimari trendler kutu benzeri yapılara kayıyor fakat bazı Avrupa şehirleri buna direnmeye devam ediyor. Gelecekte kim bilir Avrupa da bazı zorunluluklardan dolayı yüksek binaların esiri altında duracak fakat en azından İstanbul’daki benzer biçimde bir dağınıklık olmayacağı kati benzer biçimde görünüyor.

Bazı Avrupa şehirlerinin nasıl göründüklerine de bir göz atalım isterseniz:

Floransa, İtalya

floransa

Budapeşte, Macaristan

budapeşte

Porto, Portekiz

Porto

Strasbourg, Fransa

Strasbourg

Edinburgh, İskoçya

edinburgh

Barcelona, İspanya

barcelona

Prag, Çekya

prag

Sizce de gökdelensiz daha güzel değiller mi?

İLGİLİ HABER

Avrupa’nın En Fazla Gökdelenine Haiz Ülke ve Şehirleri Açıklandı: İşte Avrupa’yı Geride Bırakan Türkiye ve İstanbul’daki Toplam Gökdelen Sayısı

İLGİLİ HABER

Suudi Arabistan, Burj Khalifa’dan Bile İki Kat Daha Yüksek Gökdelen İnşa Edeceğini Duyurdu



[ad_2]

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Most Popular