[ad_1]
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Mısır ile hem danışma düzeyinde hem de dışişleri bakanlıkları düzeyinde temaslarımız var. Diplomatik düzeyde temaslarımız başladı.” dedi.
Çavuşoğlu, dış politikaya dair güncel gelişimleri Anadolu Ajansı (AA) ve TRT muhabirlerine değerlendirdi.
Türkiye- Mısır ilişkilerinin normalleştirilmesinde iki ülkenin de herhangi bir ön şart öne sürüp sürmediğinin sorulması üstüne Çavuşoğlu, şunları dile getirdi:
“Herhangi bir ön şart Mısırlılardan gelmedi. Bizlerden de herhangi bir ön şart şu anda gitmedi. Fakat senelerce bağlar kopuk olunca bir günde hiçbir şey olmamış şeklinde hareket etmek de o denli kolay olmuyor. Yavaş yavaş görüşerek, bir yol haritası belirleyerek ve o mevzularda adım atarak oluşuyor. Senelerdir ister istemez bu kadar kopukluk olunca bir itimat eksikliği de oluyor. Bu düzgüsel, iki tarafta da olabilir. O nedenle belli bir strateji, yol haritası çerçevesinde görüşmeler oluyor, devam ediyor. Mısır ile hem danışma düzeyinde hem de dışişleri bakanlıkları düzeyinde temaslarımız var. Diplomatik düzeyde temaslarımız başladı.”
Çavuşoğlu, Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şukri ile daha ilkin internasyonal toplantılarda denk geldikçe görüştüklerini, iki yıl ilkin de New York’ta bir araya geldiklerini, 2013’ten bu yana ilişkilerde kopukluk olduğundan ön şarttan ziyade, temasların aşama aşama gerçekleştiğini söyledi.
“(Suriye mevzusunda yeni bir üçlü istişare süreci başlatılması) Bir sonraki toplantı Türkiye’de”
Katar’ın başkenti Doha’da dün düzenlenen Türkiye-Rusya-Katar Üçlü Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda Suriye mevzusunda yeni bir üçlü istişare süreci başlatılmasının, Suriye meselesine iyi mi katkı sunacağına ilişkin sual üstüne Çavuşoğlu, Katar’ın, son dönemde bilhassa sahadaki insani durum karşısında daha somut adım atmak istediğine dikkati çekti.
Çavuşoğlu, “Katar’ın inisiyatifiyle ilkin kıdemli memurlar düzeyinde toplantılar yaptık. Sonrasında bunu bakanlar düzeyinde gerçekleştirme sonucu aldık ve bugün ilk toplantısını yaptık.” diye konuştu.
Böylelikle insani yardımların ulaştırılması ve eğitim mevzularında adım atılacağına işaret eden Çavuşoğlu, amaçlarının tüm Suriye’ye istikrarın, barışın ve siyasal çözümün gelmesi bulunduğunu söylemiş oldu.
Çavuşoğlu, “Bu emek verme, Cenevre sürecine ya da İran’ın da içinde olduğu Astana sürecine ya da başka süreçlere, başka formattaki toplantılara alternatif değil, tamamlayıcı. Üç ülke olarak beraber yapabileceğimiz şeyler var sahada, onun için bir araya geldik.” ifadesini kullandı.
Bu yeni üçlü formatı devam ettirme sonucu aldıklarını ve kıdemli memurlar düzeyinde de bu iş birliğinin devam edeceğini söyleyen Çavuşoğlu, bir sonraki toplantının Türkiye’de olacağını bildirdi.
“Afganistan sulh süreci toplantısını nisan ayında (İstanbul’da) yapmayı planlıyoruz”
Çavuşoğlu, ABD’nin, Afganistan sulh anlaşmasının sonuçlandırılması için Türkiye’nin bir toplantıya ev sahipliği yapması yönündeki önerisi göz önünde bulundurulduğunda, süreçte Türkiye’nin devreye girip girmediği şeklindeki soruya, “Türkiye esasen başından beri devrede. Bu imza törenine çağırılan azca sayıda ülkeden bir tanesiydik ve Afganistan’da en mühim aktörlerden biriyiz.” yanıtını verdi.
Türkiye’nin, bu müzakerenin her iki tarafının da güvenilmiş olduğu bir ülke bulunduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, “Hem Taliban, hem görüşme heyeti, kısaca hükümet tarafı da bu şekilde bir toplantıya ev sahipliği yapmamızı daha ilkin bizlerden istemişlerdi.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani ve Afganistan Ulusal Uzlaşı Yüksek Konseyi Başkanı Abdullah Abdullah’ı kabul ettiğini hatırlatan Çavuşoğlu, kendisinin de Doha’da (geçen yıl ABD-Taliban anlaşması imza töreninin derhal peşinden Taliban liderliğinin siyasal işlerden görevli yardımcısı ve Katar’daki Görüşme Heyetinin Başkanı) Molla Abdul Gani Baradar’la görüştüğünü belirtti.
“Sürece katkı sağlasın diye bir Afganistan hususi temsilcisi de atayacağız” bilgisini veren Çavuşoğlu, Türkiye’de düzenlenmesi öngörülen toplantıya ilişkin şunları kaydetti:
“Doğal, bu toplantıyı tek başımıza yapmayacağız. Burada da Katar sürecine alternatif bir toplantı değil, orayı destekleyici bir toplantı. Kardeş Katar’la da koordinasyon içinde bunu yapacağız, Türkiye’de yapacağız fakat bu toplantı bir tek bir otel ver, oda ver olmayacak. Gayemiz ne? Taliban’la hükümet içinde başlamış olan müzakerenin netice odaklı olarak devam etmesi. Bir ihtimal bir görüşmede her mevzuda antak kalma sağlanamayabilir ya da bir çözüm çıkmayabilir fakat bu devam eden bir süreç. Ben inanıyorum ki, gerek Türkiye olarak yaptığımız görüşmelerle gerekse tüm internasyonal toplumla gerçekleştireceğimi bu Afganlar arası görüşmede Türkiye olarak mühim katkı sağlayacağız.”
Çavuşoğlu, toplantının ne süre düzenleneceğine dair, “Nisan ayında yapmayı planlıyoruz. Tarihini, içeriğini konuşuyoruz. Bu şekilde bir anlaşmada doğal, her insanın kolayca gelebilmesi için nerede olduğu düzgüsel şartlarda mühim değil fakat, lojistik bakımdan sanki İstanbul daha kolay olacak şeklinde.” bilgisini paylaştı.
Taliban’la görüşmelere ilişkin Çavuşoğlu, “Temsilcisiyle, müzakerecilerle görüştük, görüşüyoruz da. Mesajlarımızı da gönderiyoruz. Mesela ‘Bu saldırılara son verin. Saldırılar varken gerçek anlamda görüşme olmaz.’ diyoruz. Hepimiz temas ediyor, Amerikalılar bildiğiniz gibi antak kalma imzaladı Taliban’la.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.
“Somali’ye bir ziyaret planlıyoruz”
İç problemler yaşayan Somali’ye ilişkin sual üstüne, Türkiye’nin kardeş ülke görmüş olduğu Somali’ye ehemmiyet verdiğini söyleyen Çavuşoğlu, “Somali’de seçim mevzusunda tüm tarafların bir an ilkin anlaşmaya varması mühim. Hepsi bizim kardeşimiz Somali’de. Fark yapmaksızın herkesi, halkı kucaklıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Somali’nin güçlenmesi için Türkiye’nin destek verdiğine işaret ederek, “Fakat seçim mevzusunda kendi aralarında anlaşıp bir an ilkin uzlaşıyla adım atmalarında yarar var. Gelecek günlerde bu çerçevede, sürece olan desteğimizi vurgulamak için Somali’ye bir ziyaret planlıyoruz. Onlar da gelmemizi arzu ediyor.” dedi.
“(S-400 krizinin aşılmasına ilişkin Girit modeli önerisi) ABD ile herhangi bir model üstünde asla konuşmadık”
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye ile ABD içinde S400 şeklinde meselelerin ele alınması için liderler düzeyindeki görüşmenin mi beklendiği, bunun için öngörülen bir tarih olup olmadığı yönündeki soruya, “Liderler düzeyinde bir görüşme doğal, liderlere bağlı. Onlar adına şu tarihte, bu tarihte olacak diye bir şey söylemem doğru olmaz fakat uygun bir zamanda bu görüşmenin gerçekleşeceğini görüyoruz.” yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalınca’ın ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’la, kendisinin de mevkidaşı Antony Blinken’la görüştüğünü hatırlatan Çavuşoğlu, Blinken’la uzun ve samimi bir görüşme yaptıklarını aktardı.
Çavuşoğlu, “En sonucunda tüm bu değişik düşündüğümüz mevzuları oturup samimice masa çevresinde netice odaklı, çözüm odaklı görüşme mevzusunda mutabık kaldık.” değerlendirmesini yapmış oldu.
“S-400 krizinin aşılmasına ilişkin ‘Girit modeli’ önerisini ABD tarafının iyi mi karşıladığına ilişkin bir yansıma var mı?” şeklindeki soruya Çavuşoğlu, “Biz herhangi bir modeli Amerikalılarla asla konuşmadık. Model üstünde asla konuşmadık. Bir tek S-400, YPG/PKK meselesi, tüm meseleler. Diğer mevzular… Oturup hepsini konuşalım bir çözüm mevzusunda neler yapabileceğimizi değerlendirelim dedik. Telefonda bu tür meseleleri (konuşmak) doğru olmaz.” yanıtını verdi.
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi Türkiye’ye gelecek
Çavuşoğlu, bir sual üstüne, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin bölge turu kapsamında Türkiye’ye geleceği bilgisini vererek, “25’inde (Mart) Türkiye’ye gelmek istediklerini söylediler. Ziyaretin gündeminde ikili ilişkiler var, bölgesel meseleler var, Asya’yı, Avrasya’yı ilgilendiren mevzular var. Kovid-19’la savaşım, gündemde olan tüm mevzular ele alınacak.” diye konuştu.
“AB’ye yol haritası taslağımızı yolladık, cevap bekliyoruz”
Bakan Çavuşoğlu, “Fransa ve Almanya ile liderler düzeyindeki sıcak temasların bazı fiil planları şeklinde somut neticeleri olacak mı?” şeklindeki soruya, liderler düzeyindeki görüşmelerin, pozitif ortamın devam etmesinde oldukca yararlı olduğu şeklinde yanıt verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tertipli olarak Almanya Başbakanı Angela Merkel’le görüştüğünü anımsatan Çavuşoğlu, Erdoğan’ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’la yapmış olduğu son görüşmeye ilişkin de “Bugüne dek Macron’la yaptıkları en pozitif görüşme diyebilirim. Sonuçta istişareleri başlattık. Örneğin anlaşamadığımız Suriye mevzusu var, şimdi Libya var. Öteki taraftan danışmanlar düzeyinde görüşmeler oldu, oluyor.” ifadesini kullandı.
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB liderleriyle direkt görüşmesinin bazı mevzularda somut adım atılması için yararlı bulunduğunu söylemiş oldu.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ile Türkiye-AB ilişkileri mevzusunda bir yol haritası üstüne emek verme sonucu alındığını hatırlatan Çavuşoğlu, “Biz onlara teklifimizi yolladık, yol haritası taslağımızı. Onlardan şimdi yanıt bekliyoruz.” dedi.
Türkiye’nin gönderilmiş olduğu yol haritasının, aslına bakarsak malum konuların bugünün gerçeklerine uygun şekilde güncellenmesini içerdiğini belirten Çavuşoğlu, Türkiye- AB ilişkilerinde pozitif atmosferin mühim bulunduğunu sadece Türkiye’nin AB’den Gümrük Birliğinin güncellenmesi, vize serbestisi, göç mutabakatının güncellenmesi, terörle savaşım şeklinde somut beklentilerinin bulunduğunun altını çizdi.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’in talebi üstüne gelecek hafta telefonda görüşeceklerini dile getiren Çavuşoğlu, “AB ülkeleriyle, liderleriyle, dışişleri bakanlarıyla (görüşmeleri) baya yoğunlaştırdık. Gelecek hafta NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’le bir telefon görüşmemiz olacak. Sonrasında esasen NATO zirvesi olacak. Dış ilişkiler pandemiye karşın yoğunlaştı, oldukca hızlandı.” diye konuştu.
“Suudi Arabistan ve BAE pozitif adım atarsa ikimiz de pozitif adım atarız”
Çavuşoğlu, “Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Katar’la yeni bir sürece girdiler. Bunun Türkiye’yle de olması, negatif havanın dağıtılması anlamında gelecek günlerde somut gelişmeler olabilir mi, temaslar oluyor mu?” şeklindeki soruya, “Faydası olabilir. Son zamanlarda Abu Dabi’den daha pozitif mesajlar görüyoruz. Türkiye’ye yönelik negatif kampanyaların azaldığını görüyoruz. Bizim esasen onlarla hiçbir derdimiz yok fakat onların bizlere yönelik negatif tutumları vardı fakat daha ılımlı görüyoruz şu anda.” yanıtını verdi.
Türkiye’nin Suudi Arabistan’la da ikili hiçbir problemi olmadığını, ilişkilerin oldukça iyi bulunduğunu fakat gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinden sonrasında onların bu mevzuyu ikili sorun haline getirdiğini ifade eden Çavuşoğlu, “Oysa bu ikili sorun değildi. Bu ölen bir şahıs için hakkaniyet arayışıydı ve ‘cinayeti işleyenler yargı önünde hesap versin, hakkaniyet yerini bulsun’ dedik. Dinimiz de bu şekilde söylüyor. Sonuçta onlar tarafınca bir ikili sorun haline geldi bu mevzu. Biz hiçbir süre Suudi Arabistan yönetimini de suçlamadık.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.
Çavuşoğlu, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Farhan’la Kasım 2020’de Nijer’de samimi ve yararlı bir görüşme yaptıklarını belirterek, “O diyaloğu devam ettirme mevzusunda mutabık kaldık. Arada yazışıyoruz. Suudi Arabistan’la da ilişkilerimizin düzelmemesi için hiçbir sebep yok bizlere nazaran. Onlar pozitif adım atarsa ikimiz de pozitif adım atarız. Aynı şey BAE de ilgilendiriyor. Bizim derdimiz kimselerle kavga etmek değil.” şeklinde konuştu.
“(Kıbrıs) Görüşme başlarsa AB gene gözlemci olacak”
Çavuşoğlu, AB’nin Kıbrıs görüşmelerine katılmak istemesine ilişkin sual üstüne, şunları kaydetti:
“Bir probleminin çözülmesi mevzusunda hepimiz katkı sağlayabilir, hepimiz görüşünü de söyleyebilir. Fakat müzakerelerde AB bir taraf değil, olmamalı da. Niçin? Şundan dolayı Rum kesimi AB üyesi. Haksız bir halde anlaşmalara ve internasyonal hukuka aykırı bir halde üye oldu. AB de bugüne dek tamamen Rum tarafını tuttu ve Türk tarafının haklarını, Türk tarafını yok saydı. Kısaca simgesel görüşmeler oldu fakat, yok saydı.”
AB’nin müzakerelerin bir parçası olmasının söz mevzusu olmadığını belirten Çavuşoğlu, görüşmelerin esasen BM çatısı altında yürütüldüğünü, AB’nin daha önceki toplantılara gözlemci olarak katıldığını söyledi.
Çavuşoğlu, 3 garantör ülke ve BM’nin katılımıyla yapılacak 5+1 toplantılarına işaret ederek, şu şekilde devam etti:
“Şimdi önümüzde 5+1 toplantısı olacak. Bunun amacı, bizim teklifimizdi, görüşme için bir zemin var mı yok mu taraflar içinde bunu göreceğiz. AB bir taraf olmadığı için ve o itimat bunalımından dolayı, bilhassa Şimal Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) AB’yi buraya almak istemiyor. Bundan AB alınganlık göstermesin, zira bir taraf değil. Kısaca benim görüşlerimi gözlemleyecek diye bir şey yok. Fakat görüşme zemini olursa ve görüşme başlarsa AB gene gözlemci olacak. Burada AB’yi dışlamıyoruz.”
Kıbrıs’ta çözüm arayışında 53 yıl görüşme edildiğini sadece netice alınamadığını hatırlatan Çavuşoğlu, “53 yıl daha neyi görüşme edeceğiz. Olmayacak şeyi niçin görüşme edelim? Niye enerjimizi tüketelim? İki devlet olduğu süre dünyanın sonu mu olacak, yer yerinden mi oynayacak? Bunun izahını bizlere yapsınlar.” dedi.
Çavuşoğlu, süreçte gerçekçi çözümlerin ortaya atılması icap ettiğini altını çizdi.
“Yaptırımdan korkan bir ülke değiliz”
Çavuşoğlu, Türkiye ve Yunanistan arasındaki istişari görüşmelerin, AB’nin Türkiye’ye yönelik yaptırım tehdidini ortadan kaldırıp kaldırmayacağına ilişkin görüşünün sorulması üstüne, “Ilkin ilke olarak şunu söyleyeyim. Ekim ayındaki zirvede yaptırım dilini kullandılar, sahada yanıtını verdik. Aralık zirvesinde pozitif bir dil kullandılar, pozitif yanıt verdik. Biz yaptırımdan korkan bir ülke değiliz. Yaptırımı asla konuşmuyoruz bile.” dedi.
Türkiye’nin, “yaptırım olmadı diye sevinecek bir ülke olmadığını” vurgulayan Çavuşoğlu, “Yaptırım sonucu alırlarsa ne yanıt alacaklarını oldukca iyi biliyorlar. Fakat biz onu konuşmuyoruz bile, görüşmelerde, ‘ilişkilerde pozitif bir atmosfer var, yaptırımı da değerlendirmezsiniz değil mi?’ diye imasını bile yapmıyoruz. O aşamaları biz çoktan geçtik Türkiye olarak. Biz iş birliğimizi somut adımlarla iyi mi geliştireceğiz, onu konuşuyoruz.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.
[ad_2]