Oyun

Bir Devrin Efsaneleşmiş Online Oyunları: Ikariam, Knight Online ve Dahası…


Zamanında pek çoğumuzun uğruna okulu hatta işini ektiği bu efsaneleşmiş online oyunlardan hangilerini oynamıştınız? Gelin hep beraber bir süre yolculuğuna çıkalım.

Okuldan kaçıp soluğu web kafede aldığımız, harçlıklarımızı saatlerce oyun oynamak için biriktirdiğimiz ve sanal dostlukların en hasını kurduğumuz o altın çağ, hepimizin hafızasında mükemmel anılar olarak yer etmiş durumda.

Kimimiz imparatorluklar kurup sabaha kadar kaynak bekledi, kimimiz +9 item basarken demircinin alnından ter damlamasını izledi. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, o devrin ruhunu yakalamak şimdiki çağıl oyunlarda pek mümkün olmuyor şeklinde. Gelin bugün o dönem oynadığımız o efsaneleşmiş online oyunlara hep beraber bakalım.

Knight Online: Adrenalin ve rekabetin zirvesi

Listeye bu efsaneyle başlamasak olmazdı. Knight Online, Türkiye’de online oyun kültürünün temel taşlarından biridir desek abartmış olmayız. El Morad ve Karus ırklarının bitmek bilmeyen savaşı, Maradon pazarındaki o kalabalık sesler ve doğal ki unutulmaz “town çekme” refleksleri hâlâ rüyalarımıza giriyor.

Bilhassa CZ’deki o gerilim dolu kapışmalar, dost grubuyla kurulan partiler ve gece boyu devam eden exp kasma maceraları bir nesli uykusuz bıraktı. Oyunun grafikleri bugüne bakılırsa eski kalsa da o dönem yaşattığı PvP heyecanını ve klan savaşlarındaki o birlik duygusunu bugün bile arayan binlerce oyuncu var.

Metin2: Demirci başlangıcında geçen gerilmiş dakikalar

Metin2

“Metin2’nin giriş müziği” dendiğinde bile tüyleri diken diken olan koca bir nesil var. Doğu fantezisi temalı bu oyun, bilhassa köy meydanlarındaki pazar kurma telaşı ve o meşhur demircisiyle tarihe geçti. Eşyanızı geliştirmek isterken demircinin alnını silmesiyle başlamış olan o stres, eşya yandığında yerini derin bir hüzne bırakırdı.

Kırmızı Demir Pala ve Dolunay Kılıcı düşürmek için harcanan saatler, “kasılmak” için slot kavgası yapmalar ve lonca savaşları, Metin2’yi yalnız bir oyun değil, bir yaşam seçimi hâline getirmişti. Kolay oynanışı fakat derin tecim sistemiyle herkesi kendine bağlamayı başarmıştı.

Silkroad Online: Kervan yolda düzülür

Silkroad Online

İpek Yolu’nun o mistik havasını evimize getiren Silkroad Online, oyunculara sunmuş olduğu meslek sistemiyle devrim yaratmıştı. Tüccar olup mal kaçırmak, hırsız olup kervan soymak ya da avcı olup o kervanları korumak içinde seçim yapmak oyunun en can alıcı noktasıydı. Devasa haritası, büyüleyici beceri efektleri ve Avrupa ile Çin ırkları arasındaki denge, oyunu inanılmaz çekici kılıyordu.

Hele ki o “sos, som, sun” silahların parıltısı yok mu? Bir “Sun” tabanca düştüğünde yaşanmış olan o coşku, web kafedeki her insanın masanıza toplanmasına sebep olurdu. Silkroad, “tek atma” terimini ve sabırlı olmayı bizlere en iyi öğreten oyunlardan biriydi.

Counter-Strike 1.6: “Sis atma…”

Counter-Strike 1.6

İnternet kafelerin vazgeçilmezi, LAN partilerinin kralı Counter-Strike 1.6, aslen bir online oyundan oldukça daha fazlasıydı. “Dust2” haritasını avucunun içi şeklinde bilen, “Iceworld”de reflekslerini konuşturan hepimiz bu efsanenin bir parçasıydı.

Konsol komutlarını ezberlemek, Bunny yapmak yada AWP ile kapı aralığından milimetrik vuruşlar gerçekleştirmek havalı görünmenin temel niteliklerindendi. Oyunun sadeliği ve akıcılığı o denli başarılıydı ki bugün çıkan ultra gerçekçi FPS oyunları bile 1.6’nın o saf vuruş hissini vermekte zorlanıyor.

Ikariam: Adalar arası strateji

Ikariam

Yalnız indirilen oyunlar değil, tarayıcı tabanlı oyunlar da o devrin yıldızlarıydı. Ikariam, antik Yunan havasındaki rahat grafikleri ve stratejik derinliğiyle bizi ekran başına kilitledi. Dört ana deposu yönetmek, komşularla tecim anlaşmaları yapmak ve ittifaklar kurup adaları korumak büyük bir keyifti.

Okuldayken ve işteyken “Acaba binam bitti mi?” diye düşünmek, eve gider gitmez derhal tarayıcıyı açmak günlük rutinimizin bir parçasıydı. Cenk odaklı olsa da Ikariam’ın kendine özgü o naif ve renkli dünyası oyuncuyu strese sokmadan eğlendirmeyi başarırdı.

Travian: Uykusuz gecelerin mimarı

Travian

Tarayıcı oyunları içinde kim bilir en “hardcore” olanı Travian’dı. O şekilde ki hücum yememek ve tam zamanında asker kaçırmak için gece saat 3’e alarm kurup kalkan insanoğlu vardı.

Köyünüzü geliştirmek, tahıl üretimini dengede tutmak ve kahramanınızı güçlendirmek tam bir matematik dehası olmayı gerektiriyordu. Oyunun gerçek zamanlı olması ve sunucuların belirli bir süre sonrasında sıfırlanıp kazananın belirlenmesi, rekabeti daima taze tutuyordu. Birlikler arasındaki diplomatik yazışmalar ve ihanetler, Game of Thrones dizisini aratmayacak cinstendi.

Wolfteam: Bir nesle kurtları sevdiren oyun

Wolfteam

Türkiye’de FPS türüne fantastik bir dokunuş getiren Wolfteam, bilhassa genç kitleyi kasıp kavurmuştu. İnsan olarak başladığınız çatışmada bir tuşa basarak kurda dönüşmek ve duvarlarda yürümek, oynanışa inanılmaz bir dinamizm katıyordu.

Her kurdun kendine özgü özelliği olması, taktiksel çeşitliliği artırıyordu. Klan savaşlarındaki o ekip oyunu ve aşama atlama heyecanı, oyuncuları saatlerce ekran başlangıcında tutuyordu. Bilhassa “Giriş” ve “Ölüm Oyunu” modlarında yaşanmış olan kaos ve aksiyon, Wolfteam’i unutulmazlar arasına soktu.

Rakion: Kaosun ve sihrin adresi

Rakion

Softnyx’in bir öteki efsanesi olan Rakion, arenada geçen kıyasıya mücadeleleriyle hatırlanıyor. Karakterlerin düzey atladıkça dönüştüğü “Chaos” modu, oyunun dengelerini aniden değiştirebiliyordu. Büyücüler, okçular, demirciler ve ninjaların birbirine girmiş olduğu o dar haritalarda hayatta kalmak büyük beceri istiyordu.

Yanınızda muharebeye sokabildiğiniz “Cell” isminde olan yaratıklar ise stratejinin tuzu biberiydi. Rakion, klavye ve fare hâkimiyetinin en üst düzeyde olması ihtiyaç duyulan, hatayı affetmeyen yapısıyla gerçek bir beceri testiydi.

DarkOrbit: Uzayın derinliklerinde lazer savaşları

DarkOrbit

Uzay temalı tarayıcı oyunları denince akla gelen ilk isim şüphesiz DarkOrbit’tir. Üç büyük şirketten birini seçip uzay geminizle uçsuz bucaksız galakside dolaşmak, NPC’leri avlamak ve düşman şirket gemileriyle kapışmak ayrı bir zevkti.

“Goliath” gemisine haiz olmak her oyuncunun en büyük hayaliydi. Hammadde toplayıp bu tarz şeyleri satmak, gemiye yeni lazerler ve kalkanlar almak için harcanan emek oldukça büyüktü. Tarayıcı üstünden oynanmasına karşın sunmuş olduğu devasa oldukça oyunculu evren, o dönem için değişen teknolojinin sınırlarını zorluyordu.

OGame: Galaksiler arası imparatorluk

OGame

Listemizin son esnasında, uzay stratejisi denince saygıyla ayağa kalktığımız OGame var. Metin tabanlı ve görsel olarak mütevazi olmasına karşın, hayal gücümüzü en oldukça çalıştıran oyunlardan biriydi. Gezegenler kolonileştirmek, filolar inşa etmek ve saatler devam eden hesaplamalarla o filoları doğru zamanda saldırıya göndermek tam bir mühendislik işiydi.

Bir hücum aldığınızda kaynaklarınızı kaçırmak için yaptığınız “filesave” taktikleri, oyunun en stresli fakat bir o denli da tatminkar anlarıydı. OGame, sabrın ve stratejinin dijital dünyadaki karşılığıydı.

Bu oyunların isimlerini duymak bile sizi o günlere götürmüş olmalı… Peki bu oyunlar haricinde zamanında oynadığınız online oyunlar nelerdi? Aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşabilirsiniz.

Related Articles

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button