Salı, Şubat 4, 2025
Ana SayfaEkonomistCarbon Tracker'a nazaran güneş ve rüzgar, dünya enerji talebinin 100 katını karşılayabilir

Carbon Tracker’a nazaran güneş ve rüzgar, dünya enerji talebinin 100 katını karşılayabilir

[ad_1]

Son yıllarda maliyetlerdeki düşüş yardımıyla hızla büyüyen güneş ve rüzgar enerjisinin mevcut teknolojilerle dünya enerji talebinin 100 katını karşılayabilecek potansiyele haiz olduğu açıklandı.

Londra merkezli fikir kuruluşu Carbon Tracker’ın “Limit Sema” başlıklı raporuna nazaran, son 10 senedir düşen maliyetlere bağlı olarak güneş enerjisi kapasitesi senelik averaj yüzde 39, rüzgar enerjisi kapasitesi ise yüzde 17 gelişme gösteriyor. Bu gelişme oranları açık oturum ve türbin maliyetlerini daha çok düşürecek verimlilik ve geliştirme çalışmalarını da hızlandırıyor.

Geçen yıl ilk kez temiz enerji şirketlerinin halka arzlarından elde edilmiş gelir fosil yakıt şirketlerinin gerilini geçerken, finans piyasaları temiz enerjideki fırsatların giderek daha çok farkına varıyor.

Dünya enerji tüketiminin 2019’da 65 bin teravatsaat olduğu anlatılan rapora nazaran, yalnız güneş enerjisinde mevcut teknolojilerle senelik 5,8 milyon teravatsaat elektrik üretim potansiyeli bulunuyor. Kara ve deniz üstü (offshore) rüzgar enerjisinde ise bu sayı senelik 900 bin teravatsaat olarak hesaplanıyor.

Böylece, güneş ve rüzgar ortalama 6,7 milyon teravatsaat elektrik üretim potansiyeliyle dünya enerji talebinin 100 katını karşılayabiliyor. Buna karşın, güneş enerjisinde şu anda potansiyelin yüzde 0,01’i, rüzgarda ise yüzde 0,16’sı kullanılıyor. Ülkelerin enerji politikaları, bu potansiyelin değerlendirilmesinin önündeki tek güçlük olarak görülüyor.

2050’de elektrik üretiminde fosil yakıtlar tarih olabilir

Rapora nazaran, yenilenebilir enerjinin ekonomik ve potansiyelinin yüksek olması, iklim değişikliğiyle mücadelede eleştiri ehemmiyet taşıması ve ülkelerin enerji bağımsızlığına katkıda bulunması küresel enerji sektöründe büyük bir değişiklik sağlıyor.

Şu anda dünyada güneş enerjisi potansiyelinin yüzde 60’ı, rüzgar enerjisinin yüzde 15’i fosil yakıtlara nazaran daha ekonomik maliyetlerle üretilebiliyor. Güneş enerjisi potansiyelinin tamamı, rüzgar enerjisinin ise yarısından fazlası 2030’da fosil yakıtlardan daha ucuz olacak.

Rapora nazaran, kömür, petrol ve naturel gazın aksine tükenmez kaynaklar olan rüzgar ve güneş enerjisindeki mevcut gelişme hızı 2030’ların ortasında fosil yakıtları büyük seviyede elektrik üretim sektörünün dışına çıkaracak.

Güneş ve rüzgar, 2050’de ise fosil kaynakları dönem dışı bırakarak ucuz ve temiz teknolojilerle dünya elektrik talebinin tamamını karşılayabilecek.

Afrika, yenilenebilir enerjinin süper gücü olmaya aday

Ülke potansiyeli bakımından “aşırı yüksek”, “yüksek”, “kafi” ve “düşük” olmak suretiyle 4 kategoride araştırma meydana getirilen rapora nazaran, enerji talebinin minimum 1000 katını güneş ve rüzgardan sağlayabilecek Sahra altı Afrika ülkeleri aşırı yüksek potansiyeliyle ilk sırada yer ediniyor. Afrika, güneş ve rüzgarda toplam potansiyelin yüzde 39’u ile yenilenebilir enerjide süper güç olmaya aday kıta olarak öne çıkıyor.

Enerji talebinin minimum 100 katını bu kaynaklardan karşılayabilecek Avustralya, Şili ve Fas şeklinde ülkeler “yüksek” kategorisinde, enerji talebinin 10 ila 100 katını güneş ve rüzgardan üretebilecek Çin, Hindistan ve ABD ülkeleri ise “kafi” kategorisinde yer ediniyor. Türkiye’nin de aralarında olduğu bu ülkeler, iç talebinin tamamını söz mevzusu kaynaklardan karşılayabilmek açısından en mühim kategori olarak öne çıkıyor.

Son kategoride ise Japonya, Kore ve Avrupa’nın büyük bir kısmını oluşturan ülkeler bulunuyor. Bu ülkeler, yenilenebilir enerji kaynaklarını en verimli şekilde iyi mi kullanabileceklerine ilişkin sıkıntılı politik kararlarla yüzleşmek durumunda kalıyor.

Carbon Tracker enerji analisti ve raporun baş yazarı Kingsmill Bond, rapora ilişkin değerlendirmesinde, endüstri devrimi ile kıyaslanabilecek yeni bir çağa girildiğini belirterek, “Enerji ucuz bir kaynak haline gelmiş olarak bilhassa düşük gelirli ülkelerdeki milyonlarca insan için erişilebilir olacak. Ülkelerin yüksek fiyatlarla ithal ettikleri kömür, petrol ve naturel gaza bağımlılığı azaldıkça, jeopolitika da dönüşecek. Yenilenebilir enerji iklim krizine karşı savaşım edecek ve gezegeni öldürücü kirlilikten kurtaracak.” ifadelerini kullandı.

Fikir kuruluşu Ember-Climate’in başkanı ve raporun yazarı Harry Benham da dünyanın yenilenebilir enerji kaynaklarının tamamını kullanmasına gerek olmadığına dikkati çekerek, “Fosil yakıtların yerini doldurmak için yenilenebilir kaynakların yalnız yüzde 1’i kafi.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.

[ad_2]

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Most Popular