[ad_1]
Yarısı Delta, yarısı Omicron varyantından oluşan “Deltacron” varyantı, ABD’de görülmeden ilkin aslen Fransa da ortaya çıkmıştı. Bu hibrit virüs, ya da bilimsel adıyla rekombinant, ilk ortaya çıktığında, bir laboratuvar karışımına indirildi. İki soy, gerçek dünyada değil, bir petri kabında karıştırılmıştı. Sadece şimdi, bir tek iki ay sonrasında, Delta-Omicron rekombinantları gerçek hayatta ortaya çıktı ve geçtiğimiz hafta Pazartesi günü BioRxiv sunucusunda ön baskı olarak gösterilen bir yazı bazı kanıtlar sunuluyor.
Makalede açıklanana gore, “Delta ve Omicron genomlarının farklılığının yanı sıra Omicron’un malum bağışıklık kaçış özellikleri göz önüne alındığında, bir Delta-Omicron rekombinant suşu, aşı ve terapötik etkinliğin manzarasını değiştirebilir.“
Yazı şöyleki devam ediyor: “Bu raporda, CDC’nin ulusal genomik nezaretinten aday Delta-Omicron rekombinant genomlarını belirledik… Bu genomların, Delta soylarında ve Omicron soylarında ortak ikameleri içeren Spike geni içindeki rekombinasyonun büyük olasılıkla sonucu bulunduğunu gösteriyoruz.“
Bu aşamada rekombinantların ortaya çıkmasının şaşırtıcı olmadığını anımsamak mühim olabilir. Öteki virüsler şeklinde Koronavirüs de devamlı mutasyona uğrar ve ön baskı ortak yazarı Tom Peacock tarafınca açıklanmış olduğu suretiyle “ilgili iki virüs aynı hücreye bulaştığında (kısaca bir koenfeksiyon esnasında), viral replikasyon makinesi yanlışlıkla bir genomdan diğerine geçerek karışık bir genomla sonuçlanabilir.“
Temel olarak, Delta-Omicron rekombinantlarının tamamen hibrit yapıları sebebiyle fazladan tehlikeli bulunduğunu öne devam eden başlıklar karşısında derhal paniğe kapılmaya gerek yok. COVID-19 bu değişimleri başından beri aslına bakarsan yaşıyor. Hatta, Ekim ayında bir Alpha-Delta rekombinantı ortaya çıktı ve viroloji toplumunun haricinde neredeyse fark edilmedi.
Yeni virüs birleşiminin mühim özelliklerine bakıldığında ise, reseptör bağlama alanında (insan hücrelerine tutunan ve virüs parçacığının içine girmesine müsaade eden Spike proteini parçası) Omicron varyantında daha ilkin görülmeyen fazladan amino mutasyonları yoktu. Peacock’un söylediğine gore bu muhtemelen iyi bir haber.
Ön baskı, “6 hafta süresince tespit edilmesine karşın, bu hibrit Spike rekombinant virüslerinden meydana gelen vakaların sayısı düşük kalıyor” diye belirtiyor ve devam ediyor: “Ek olarak, vakaların bir çok ABD Birleşik Devletleri’nin orta Atlantik bölgesinde tespit edildi.“
Sadece rekombinant varyantlar kısa sürede ortadan kalkmayacak. Bu hususi melez varyant mevzusunda talihli olabiliriz, sadece araştırmacılar bir sonrakinin fazlaca daha fena olabileceğini biliyor.
Makalede, “COVID-19’a yol açan virüs olan SARS-CoV-2’nin ortaya çıkan varyantları, ulusal genomik sürveyans yöntemiyle yakından karakterize ediliyor ve izleniyor. Rekombinasyondan ortaya çıkan yeni varyantların potansiyel halk sağlığı neticeleri göz önüne alındığında, burada sunulanlar şeklinde laboratuvar ve biyoinformatik bileşenleri içeren araştırmalar, bu virüsleri doğru bir halde tanımlamak ve seyretmek için eleştiri öneme haiz.“
[ad_2]