DÜNYA

İstanbul’un Temellerini Atan Roma İmparatoru: I. Konstantin

Kanlı savaşlar sonucunda Roma İmparatorluğu’nun tek lideri haline gelen I. Konstantin, Fatih’in kurtarılışı sonrası İstanbul adını alan Konstantinapolis’in kurucu olmasının yanı sıra Roma’yı da Hristiyanlaştıran isimdir. Tarihin görmüş olduğu en büyük Roma imparatoru olan I. Konstantin kimdir, neler yapmış gelin tüm detaylarıyla inceleyelim.

1453 senesinde Fatih Sultan Mehmet komutasındaki ordu ile fethedilmeden ilkin İstanbul, Konstantinopolis adıyla anılıyordu ve Doğru Roma İmparatorluğu’na yüzlerce yıl süresince başkentlik yapmıştı. Konstantinopolis adı, Roma İmparatorluğu’nun en büyük imparatorlarından bir tanesi olan ve yalnızca şehri değil, Doğru Roma İmparatorluğu’nu da kuran I. Konstantin’nden gelmektedir.

Büyük lakabıyla anılan I. Konstantin, yalnızca Konstantinopolis’in ve Doğu Roma İmpratorluğu’nun kurucusu değildir, kendisi hem de Hristiyanlığı ilk kabul eden ve ileride devletin resmi dini haline gelmesini elde eden liderdir. Yaşamı hakkında pek oldukça dedikodu olsa bile liderlik sürecine giden yolun oldukça kanlı olduğu biliniyor. Gelin Konstantinopolis’i kuran Roma imparatoru I. Konstantin kimdir, neler yapmıştır sorularının yanıtını tarihin tozlu sayfalarında arayalım.

I. Konstantin

I. Konstantin kimdir? Bir cariyenin oğlu olarak dünyaya geldi:

I. Konstantin, bugünün Sırbistan sınırları içinde yer edinen İlirya’nın Niş kentinde 22 Şubat 272 senesinde dünyaya gelmiştir. Babası, Romalı bir general olan Konstantius Chlorus’tur. Anası Helena, bugün ülkemizin İzmit şehrindeki Roma’nın Bitinya eyaletinde dünyaya gelmiştir. Bazı kaynaklarda Helena’nın Konstantius Chlorus ile evli olmadığından, yalnızca onun cariyesi olduğundan bahsedilir.

Konstantius Chlorus kuvvetli bir komutan olduğundan Konstantin’in de gençliği onunla beraber devrin Roma imparatoru Diocletianus’un sarayının olduğu İzmit’te geçmiştir. Romalı bir generalin oğlu olarak devlet kademesiyle iç içe bir yaşam devam eden Konstantin’in de babası şeklinde olacağı bekleniyordu. Yaşanmış olan siyasi gelişmelerin bu süreci hızlandırdığını söylemek mümkün.

Roma İmparatorluğu tetrarşi sistemine geçiyor:

I. Konstantin

286 yılına geldiğimizde İmprator Dioclietianus, bir karar aldı ve ülkenin batı kısmını Augustus unvanı ile General Maximus’un yönetmesine karar verdi. Tetrarşi olarak adlandırılan bu sistem sonrası Konstantin, hemen hemen 19 yaşlarındayken Dioclietianus’un emrine girdi. Babası ise Helena ile yollarını ayırdıktan sonrasında batıya yaklaşmak için Maximinus’un kızı Flavia Maximiana Theodora ile evliliğe ilk adımını attı.

Uygulanan tetrarşi sistemi, o güne kadar görülmediği kadar büyük bir düzeltim hareketiydi. Ülkenin doğu ve batı olarak iki ayrı blok şeklinde yönetilmesi hem Konstantin’in hem de babasının önünü açmıştı. Güçlenen Konstantin’in isyan etmesi ve Augustuslarla savaşması oldukça uzun sürmedi.

I. Konstantin’i tahta geçirecek kanlı savaşlar başlıyor:

I. Konstantin

Konstantin’in ilk mücadelesi, batının Augustusu olan Maxentius ile oldu. 28 Ekim 312 tarihinde iki taraf içinde Roma’nın yakınında bulunan Milvian Köprüsü’nde büyük bir savaş yaşandı. Maxentius yitirdi ve kaçmaya çalışırken Tiber Nehri’nde yakalanarak öldürüldü.

Konstantin’in enerjisini gören doğunun Augustusu Licinius, onun üvey kız kardeşi ile evlenerek kendini korumaya aldı sadece bu bir tek bir tuzaktı. İkili arasındaki çatışmayı alevlendiren Licinius oldu. Ilkin İtalya’da karşı karşıya gelen ikilinin ordularından kazanan Konstantin oldu ve böylece savaş yayıldı.

İkili arasındaki son savaşım ise Çanakkale Boğazı’nda yaşandı. Konstantin’in deniz gücü oldukça daha azdı fakat manevra yapmasını bilmiş olduğu için Licinius’un kat be kat büyük olan filosunu yenik etti. Konstantin söz vermesine karşın teslim olmasından altı ay sonrasında Licinius’u boğdurarak Roma İmparatorluğu’nun tek lideri haline geldi.

I. Konstantin, ufak bir liman şehri olan İstanbul’u başkent yapıyor:

I. Konstantin

Licinius’un yenik eden Konstantin’in artık karşısında kimse yoktu ve I. Konstantin adıyla Roma İmpratorluğu’nun tahtına oturdu. Milattan ilkin 667 senesinde kurulmuş olan Byzantium adlı ufak bir liman kenti, o dönem Roma ticaretinin merkezi konumundaydı. Roma şehri artık yozlaşmış bir durumda olduğundan I. Konstantin mühim bir karar alarak imparatorluğun başkentini buraya taşıdı.

Başkentin Byzantium’a taşınması ile beraber buraya Yeni Roma anlamındaki Nova Roma denilmeye başladı. Burası artık Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkentiydi ve Osmanlı İmparatorluğu tarafınca yıkılana kadar da bu şekilde kaldı. I. Konstantin’in 337 yılındaki ölümünden sonrasında bu kent Konstantinopolis adıyla anılır oldu. 1453’ten sonrasında ise burası hepimizin bilmiş olduğu şeklinde İstanbul adını aldı ve Türkiye Cumhuriyeti kurulana kadar da Türklerin başkenti oldu.

I. Konstantin neler yapmış oldu?

at meydanı

I. Konstantin, Roma İmpratorluğu’un başkentini Roma şehrinden Byzantium’a taşımış olduğu vakit onunla beraber imparatorluğun tüm bürokratik yapısı da buraya geldi. Normal olarak bu ufak liman kenti tüm bu kalabalığı taşıyamazdı. 330 senesinde süregelen ve 337 yılına kadar devam eden projeler kapsamında Byzantium’a sayısız bina, su kemeri ve yol yapılmış oldu. Koca bir şantiyeye dönen kent en sonunda Nova Roma adını hak eder hale geldi.

Bugün Sultanahmet’te At Meydanı olarak bildiğimiz alandaki Hippodromos, I. Konstantin döneminde genişletilerek 100 bin kişilik büyük bir alan haline getirilmiştir. Tutmosis Sütunu, Yılanlı Sütun ve Örme Dikilitaş olarak adlandırılan üç sütun hala ayaktadır. Bugün Suriçi bölgesinde bulunan yapılar ise bizzat I. Konstantin tarafınca çizilmiştir. Bir kısmının günümüzde bile aynı haliyle kaldığını görmek mümkün.

Roma İmparatorluğu’nun Hristiyanlığa geçişi:

I. Konstantin

Konstantinapolis’in ve Doğu Roma İmparatorluğu’nun kurucusu olan I. Konstantin, hem de devleti Hristiyanlığa geçiren ilk Roma imparatorudur. Bu döneme kadar imparatorluğun genel inancı paganlık üzerineydi ve Hristiyan olan halka büyük zulüm yapılıyordu. I. Konstantin bu durumu kaldırdı ve inanç özgürlüğü sağlamış oldu.

I. Konstantin’in bu şekilde bir özgürlük sağlamasının altında yatan neden ise yalnızca Hristiyanların ayaklanarak isyan çıkarmasının önlemekti. Hatta bazı kaynaklarda kendisinin yaşamı süresince Hristiyan olmadığı, ölümünden kısa bir süre ilkin vaftiz edilmiş olduğu söylenir.

Bu söylentilerin doğru olduğuna dair elimizde en büyük örnek, döneminde basılan sikkelerdir. Basılan sikkeler üstünde Apollon şeklinde Roma tanrılarına sık sık yer verildiği ve hatta I. Konstantin’in güneş tanrısı şeklinde resmedildiği görülmektedir. Sadece bazı sikkeler üstünde erken dönem Hristanlığa ilişkin sembollerin olması hem imparatorun hem de imparatorluğun bir tür geçiş sürecinde bulunduğunun işaretidir. Vakit içinde Hristiyanlık ile Roma İmparatorluğu’nun ayrılmaz bir tüm bulunduğunu anlatmaya gerek yok.

Konstantinapolis’in ve Doğu Roma İmparatorluğu’nun kurucusu olan I. Konstantin kimdir, neler yapmıştır şeklinde dört gözle beklenen soruların yanıtlarını tarihin tozlu sayfalarında aradık ve bu büyük önder hakkında bilmenizde fayda olan detaylardan bahsettik. Mevzu ile alakalı düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz. 



İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
Kapalı

Please allow ads on our site

Looks like you're using an ad blocker. We rely on advertising to help fund our site.