Günümüzde suni zekâ araçları ve belli başlı platformlar yardımıyla kod bilmeden birçok uygulama ve web sitesi yapılabiliyor. Peki iyi mi oldu da bu duruma geldik?
Yazılımcı denince aklınıza ne geliyor? Muhtemelen karanlık bir odada, ekranlara yağan yeşil kodların içinde kaybolmuş, kahveyle beslenen bir dahi değil mi? Senelerce zihnimize kazınan bu görüntü, teknoloji dünyasının baş döndürücü hızıyla beraber yavaş yavaş değişiyor.
Artık bir uygulama yada internet sayfası yapmak için binlerce satır kod yazma zorunluluğu ortadan kalkıyor. Hâl bu şekilde olunca, “Acaba kod yazmayı bilmeden de yazılımcı olabilir miyim?” sorusu da her zamankinden daha da popüler hâle geldi.
En baştan başlamış olalım…
Oldukça fazla etkene değinecek olsak da suni zekânın da gelişimiyle son yıllarda No-Code (Kodsuz) ve Low-Code (Azca Kodlu) platformlar giderek yaygınlaştı. Bu araçlar karmaşık kod bloklarını, sürükle-bırak mantığıyla çalışan görsel arayüzlere dönüştürdü.
Tıpkı bir Lego setiyle hayalinizdeki yapıyı inşa eder benzer biçimde, artık hazır bileşenleri bir araya getirerek fonksiyonel uygulamalar oluşturmak mümkün. Bu devrim niteliğindeki gelişme, yalnız “yazılımcı” tanımını değil, bununla birlikte bu mesleğin geleceğini de kökten sorgulatmaya başladı.
Fikirden ürüne en süratli yol: No-Code platformları

No-Code, adından da anlaşılacağı benzer biçimde tek bir satır bile kod yazmadan internet sayfaları, mobil uygulamalar, otomasyonlar ve iş akışları oluşturmanıza olanak tanıyor.
- Iyi mi Çalışıyor?: Çoğu zaman görsel bir editöre sahiptirler. Butonlar, formlar ve görseller benzer biçimde hazır “yapı taşlarını” tuvalinize sürükleyip bırakarak uygulamanızın iskeletini oluşturursunuz. Sonrasında bu elemanların ne yapacağını (mesela “bu butona tıklanınca şu sayfaya git”) gene menülerden seçerek belirlersiniz.
- Kimler Kullanıyor?: Girişimciler, pazarlamacılar, ürün yöneticileri, tasarımcılar ve aklındaki fikri hızla kontrol etmek isteyen hepimiz için biçilmiş kaftandır.
- Örnekler: Webflow, Bubble, Adalo, Glide benzer biçimde platformlar, karmaşık web uygulamalarından mobil aplikasyonlara kadar geniş bir yelpazede ürünler çıkarmanızı sağlar.
Birazcık teknik bilgiyle maksimum netice: Low-Code platformları

Low-Code, No-Code ile geleneksel kodlama içinde bir köprü görevi görür. Temel işlevleri görsel araçlarla hızlıca yapmanıza izin verirken, gerekseme duyduğunuz hususi ve karmaşık fonksiyonlar için kod yazmanıza da olanak tanır.
- Iyi mi Çalışıyor?: İşin %80’ini sürükle-bırak ile halleder, kalan %20’lik özelleştirme gerektiren kısımlar için minik kod parçacıkları eklersiniz.
- Kimler Kullanıyor?: Çoğu zaman kurumsal şirketlerin IT departmanları ve daha karmaşık, ölçeklenebilir uygulamalar geliştirmek isteyen teknik takımlar tarafınca tercih edilir.
- Örnekler: OutSystems, Mendix benzer biçimde platformlar, şirketlerin iç süreçlerini yöneten büyük ve entegre sistemler oluşturmak için kullanılır.
Gelelim aslolan mevzuya: Gelecekte yazılımcılara ne olacak?

No-Code ve Low-Code platformlarının yükselişi ve suni zekânın kod yazma mevzusunda oldukça iyi iş çıkarmasıyla beraber akıllara o meşhur suali geliyor: “Yazılımcıların işi bitecek mi?”
Yanıt net: Hayır bitmeyecek fakat kökten değişecek. Geleceğin yazılım dünyasında kod, yalnız bir vasıta olacak; aslolan kıymetli olan ise o kodu stratejik olarak kullanılabilmek olacak.
1. Roller değişecek
Suni zekâ ve otomasyon araçları, kolay ve tekrarlayan kodlama görevlerini üstlenecek. Bu durum, yazılımcıları daha kıymetli işlere odaklanmaya itecek:
- Sistem Mimarisi: Hangi hızla gelişen teknolojinin, hangi platformun kullanılacağına karar verecekler.
- Karmaşık Sorun Çözme: No-Code yada suni zekânın çözemeyeceği, derin mantık ve yaratıcılık gerektiren sorunları aşmaya çalışacaklar.
- Strateji ve Danışmanlık: İş hedeflerini anlayıp en doğru teknik çözümü sunacaklar.
- Güvenlik ve Performans: Oluşturulan sistemlerin güvenli, süratli ve verimli çalışmasını sağlayacaklar.
Kısacası yazılımcı “klavye başlangıcında kod yazan şahıs” olmaktan çıkıp, “teknolojiyle iş sorunlarını çözen bir stratejist” hâline gelecek.
2. Suni zekâ gerçek bir asistan olacak
Suni zekâ destekli kodlama asistanları, şimdiden geliştiricilerin yaşamını kolaylaştırmaya başladı. Suni zekâ gelecekte de bir yazılımcının yerini almaktan oldukca, onun verimliliğini 5-10 kat artıran süper bir destek olacak.
Bir pilotun uçağı uçururken otopilottan yardım alması benzer biçimde, yazılımcı da suni zekâyı bir vasıta olarak kullanarak daha süratli ve hatasız işler çıkaracak.

3. Uzmanlaşma ve toplumsal beceriler ehemmiyet kazanacak
Her insanın kolay uygulamalar yapabildiği bir dünyada, fark yaratmak için uzmanlaşmak koşul olacak. Siber güvenlik, bulut bilişim (cloud), büyük veri yada suni zekâ benzer biçimde niş alanlarda derinlemesine informasyon sahibi olan yazılımcılar devamlı bir adım önde olacak.
Bununla beraber kontakt, ekip emek vermesi, sorun analizi benzer biçimde toplumsal beceriler de asla olmadığı kadar ehemmiyet kazanacak şu sebeple en iyi teknik çözümü üretmek kadar, onu ekibe ve müşteriye doğru anlatabilmek de tehlikeli sonuç hâle gelecek.
No-Code ile her türlü uygulama yapılabilir mi?
Hayır. No-Code bilhassa prototipler, kolay pazar yeri siteleri, dâhili yönetim araçları ve standart mobil uygulamalar için kullanılır sadece oldukça yüksek performans gerektiren, milyonlarca kullanıcıya hizmet verecek yada benzersiz, karmaşık algoritmalar isteyen oyunlar benzer biçimde projeler için makul bir seçenek değil.
Kod yazmayı öğrenmek hâlâ mantıklı mı?
Kesinlikle evet. Kodlamanın temel prensiplerini bilmek, No-Code/Low-Code araçlarını ve suni zekâyı bile daha etkili kullanmanızı sağlar. Ek olarak size bu platformların sınırlarının ötesine geçme ve daha karmaşık, daha yüksek maaşlı işlerde emek harcama esnekliği sunar.



