Otomobil Evveliyatına Adını Altın Harflerle Yazdıran 8 Efsaneleşmiş Motor

Otomobil dünyası yalnız tasarımlardan ibaret değil. Bu içeriğimizde Toyota’nın 2JZ-GTE’sinden Nissan’ın RB26DETT’sine, VTEC sesinden Amerikan V8 gücüne kadar otomobil geçmişine damga vurmuş en efsaneleşmiş motorları ve niçin unutulmadıklarını inceliyoruz.
Her otomobilin bir kalbi vardır: motoru. Sadece bazı motorlar vardır ki yalnız kaputun altında çalışan metal bir yığın olmaktan çıkar, birer efsaneye dönüşürler. Bu efsaneleşmiş motorlar, yalnız mühendislik harikası oldukları için değil, hem de bir kültürü, bir süreci ve saf sürüş zevkini temsil ettikleri için unutulmazlar. Onları bu kadar hususi kılan şey, kimi zaman çıkardıkları o benzeri olmayan ses, kimi zaman de sınırları zorlayan modifiye potansiyelleridir.
Bu içeriğimizde, otomobil dünyasının ikonlarını mercek altına alıyoruz. Japon (JDM) harikalarından Amerikan V8 canavarlarına, atmosferik çığlıklardan turbo homurtularına kadar tarihe damga vuran o motorlara yakından bakacağız. Kemerlerinizi bağlayın, bundan dolayı bu sıralama sizi yüksek devirlere çıkaracak.
Toyota 2JZ-GTE: Modifiye dünyasının yıkılmaz kalesi
Eğer bir otomobil sohbetinde “efsaneleşmiş motor” dendiğinde akla ilk gelen isim 2JZ değilse o sohbette bir eksiklik var anlama gelir. Toyota’nın 1990’larda efsanevi Supra (MK IV) modeli için ürettiği bu 3.0 litrelik, sıralı 6 silindirli canavar, onu ölümsüz kılan tek bir özelliğe haiz: dayanıklılık. Mühendisler bu motorun bloğunu dökme demirden o denli sağlam yapmışlar ki yığın iç parçalarıyla bile 600 beygiri rahatça kaldırabildiği, hatta 1.000-1.500 beygirlere kadar yolu olduğu “tuner” dünyasında bir kent efsanesi değil, gerçeğin ta kendisidir.
Nissan RB26DETT: Godzilla’nın kalbi

2JZ’nin sonsuz rakibiyle tanışın: RB26DETT. Bu motor bir efsaneden fazlasıdır; “Godzilla” lakaplı Nissan Skyline GT-R’ın kalbidir. 2.6 litrelik, sıralı 6 silindirli ve çift turbolu bu mühendislik harikası da tıpkı rakibi benzer biçimde dökme demir bloğa haizdir. Bu sayede modifiye dünyasının en sevilmiş olduğu oyuncaklardan biri olmuştur. Pistlerdeki dominasyonu ve o mekanik sesi, onu JDM kültürünün zirvesine yerleştirmiştir.
Honda B16 / F20C: O meşhur “VTEC açma sesi”

“VTEC açtı” repliğini dünyaya armağan eden teknoloji. Honda, turboya gerek kalmadan da yüksek güç alınabileceğini B serisi (bilhassa B16) ve F serisi (F20C) motorlarla kanıtladı. Bu motorların sırrı, yüksek devirlerde devreye giren agresif eksantrik mil profilindeydi. Bilhassa S2000’de kullanılan F20C, uzun süre süresince atmosferik motorlarda litre başına en yüksek beygir gücü rekorunu elinde tuttu. O feryat sesi, saf mekanik zevkin tanımıydı.
Chevrolet LS serisi: Çağıl Amerikan gücünün tanımı

Otomobil dünyasında bir kaide vardır: Ne yapacağını bilemiyorsan, içine bir LS motoru koy. Chevrolet’in efsanevi “Small Block” V8 geleneğini sürdüren LS ailesi, çağdaş Amerikan gücünün simgesidir. Göreceli olarak hafifçe, kompakt ve inanılmaz kuvvetli olan bu V8 motorlar, devasa bir modifiye potansiyeline haizdir. Drift araçlarından eski model “hot rod”lara kadar her projenin aranan kalbi olmuştur.
Porsche “düz altı motor”: Bir mühendislik imzası

Porsche 911 denince akla iki şey gelir: Arkadan motorlu tasarım ve o benzeri olmayan motor sesi. İşte o sesin deposu, onlarca yıl süresince kullanılan hava soğutmalı “Flat Six” (düz altı yada boxer) motordur. Bu motoru suyla değil, havayla soğutmak hem bir mühendislik meydan okumasıydı hem de 911’e o analog ve mekanik karakterini veren şeydi. Günümüzdeki su soğutmalı motorlar daha kuvvetli olsa da hiçbir çağdaş Porsche o “hava soğutmalı” sesin yerini tutamaz.
BMW S54: Atmosferik sıralı 6 silindirin zirvesi

BMW’nin “sıralı 6 silindir” mevzusunda bir usta bulunduğunu hepimiz bilir. S54 ise bu ustalığın zirveye ulaşmış olduğu, “M” harfinin hakkını veren son atmosferik şaheserdir. E46 M3’ün kalbi olan bu 3.2 litrelik motor, 8000 devir çevirebilen yapısı ve bireysel gaz kelebekleri yardımıyla anlık gaz tepkileriyle ünlüdür. O metalik, hafifçe egzoz sesi ise BMW tutkunları için bir imzadır.
Subaru EJ20 / EJ25: O efsanevi “boxer homurtusu”

Bir Subaru’yu görmenize gerek yok, onu duyarsınız. O karakteristik, tok ve hafifçe düzensiz “boxer homurtusu”, EJ serisi motorların imzasıdır. Bilhassa WRX ve STI modellerinde kullanılan bu 4 silindirli turbo boxer motorlar, Dünya Ralli Şampiyonası’nda efsaneleşmiştir. Düşük ağırlık merkezi sunan tasarım, Subaru’nun devamlı bakışımlı dört çeker sistemiyle birleştiğinde ortaya safkan bir ralli canavarı çıkardı.
Lexus 1LR-GUE: Motor değil, müzik aleti

Bu listedeki öteki motorlar binlerce otomobilde kullanıldı, sadece 1LR-GUE yalnız bir otomobile özeldi: Lexus LFA. Ve bu motor, muhtemelen bir yol otomobiline takılmış en iyi sese haiz motordur. Lexus, bu V10’un ses mühendisliği için müzik aletleri üreten Yamaha ile çalıştı. Netice? 9000 devirde F1 aracını çağrıştıran, tüyler ürpertici bir feryat. Bir tek 500 tane üretilen LFA ile beraber bu motor da tarihin en hususi mühendislik harikalarından biri olarak yerini aldı.
Peki sizce otomotiv dünyasının en efsaneleşmiş motorları hangileri? Listede kesinlikle olmalıydı dediğiniz bir motor var mı? Mevzuyla ilgili yorumlarınızı bekliyoruz.




