Oyun

Oynanışı Unutturup Kendini Ezberleten Efsaneleşmiş Oyun Müzikleri


Bazı oyunlar biter, müzikleri asla. Kimi süre bizi gaza getiren, kimi süre hüzünlendiren o efsanevi şarkıları unutmak mümkün mü? Super Mario’nun ikonik melodisinden The Witcher’daki o damar parçalara kadar, oyun geçmişine damga vuran en unutulmaz müzikleri bu içeriğimizde bir araya getirdik.

Bir oyunu efsaneleşmiş icra eden nedir? Grafikleri mi, hikayesi mi, yoksa sunmuş olduğu “gameplay” mekanikleri mi? Elbet hepsi mühim sadece kimi zaman öyleki bir an gelir ki tüm bu unsurları gölgede bırakan tek bir şey vardır: Müziği. Kulağınıza bir kez takıldı mı seneler geçse de unutulmayan, duyduğunuz an sizi direkt o oyunun yaşamına ışınlayan o büyülü notalar.

İster 8-bit’lik kolay bir melodi olsun, isterse yüzlerce kişilik devasa bir orkestranın kaydettiği epik bir senfoni; bu müzikler artık yalnız bir “arka plan sesi” değil, popüler kültürün ta kendisi haline geldi. Ikimiz de Webtekno olarak, o anları yine yaşayalım dedik ve klavyenin başına geçip oyun geçmişine adını altın harflerle yazdırmış o unutulmaz besteleri sizler için derledik.

Oyun geçmişine damga vuran unutulmaz müzikler

Super Mario Bros. (1985) – Ground Theme

Listeye kiminle başlayacağımız mevzusunda bir münakaşa olamazdı herhalde. Koji Kondo tarafınca bestelenen bu 1 dakika 12 saniyelik mucize, video oyun müziği denilince akla gelen ilk şeydir. Bir tek oyunu değil, Nintendo markasını da tek başına sırtlayan bu melodi o denli ikonikleşti ki oyunu hayatında asla oynamamış insanoğlu bile bu müziği duyduğunda tanıyabilir.

The Witcher 3: Wild Hunt (2015) – The Fields of Ard Skellig

Witcher 3’ün her bir “soundtrack”i ayrı bir sanat eseri, orası kati. Sadece “The Fields of Ard Skellig”in yeri oldukca ayrı. O soğuk, hırçın ve bir o denli da rahat Skellige adalarına ilk adımınızı attığınızda fonda çalmaya başlamış olan o Keltik ezgiler… İnsanın içini titreten bu parça, oyunun atmosferini tek başına arşa çıkaran etkenlerden biriydi.

Grand Theft Auto: Vice City (2002) – Laura Branigan / Self Control

GTA serisi, lisanslı müzik kullanımı mevzusunda bir ders niteliğindedir. Vice City ise 80’ler nostaljisini damarlarımıza enjekte etmişti. Flash FM’de DJ Toni’nin anonsuyla giren “Self Control”, gece vakti Ocean Drive’da neon ışıklar altında son sürat otomobil kullanmanın soundtrack’i olmuştu. O arabayı kenara çekip şarkının bitmesini bekleyenler, burada mısınız?

The Elder Scrolls V: Skyrim (2011) – Dragonborn

“FUS RO DAH!” diye bağırmadan ilkin duyduğumuz o epik koro… Jeremy Soule’un bestelediği ve ejder dilinde söylenen “Dragonborn”, bir oyunu açtığınızda duyabileceğiniz en gaz verici ana menü müziklerinden biridir. Bu parçayı duyup da kendini “dragonborn” hissetmeyen, kılıcına davranmayan bizlerden değildir. Epik kelimesinin sözlükteki tam karşılığı.

Halo: Combat Evolved (2001) – Main Theme

Bir nesli “konsolcu” icra eden oyunun açılış müziği de sadece bu kadar efsanevi olabilirdi. Martin O’Donnell ve Michael Salvatori imzalı bu beste, o “Gregorian Chant” seçimi korosuyla adeta dini bir ayin havası yaratır. Master Chief’in o yeşil zırhı ne kadar ikonikse bu açılış müziği de minimum o denli ikoniktir.

The Last of Us (2013) – The Last of Us (Main Theme)

Kimi zaman efsaneleşmiş olmak için dev orkestralara gerek kalmamıştır. Gustavo Santaolalla’nın o kolay fakat hançer benzer biçimde saplanan melodisi, The Last of Us’ın tüm melankolisini, o bitmiş dünyanın tüm hüznünü tek başına sırtlar. Oyunun açılış jeneriğinde bu müziği duyduğunuz an, neye bulaştığınızı anlarsınız: Bu, canınızı yakacak bir hikâye.

Red Dead Redemption 2 (2018) – D’Angelo / Unshaken

(Spoiler vermeden anlatmak zor fakat deneyeceğiz.) RDR 2, müziklerini hikâyenin en kilit, en vurucu anlarına saklayan bir başyapıt. Arthur Morgan’ın o uzun at yolculuğu esnasında, tam da karakterin iç hesaplaşmasının zirveye çıkmış olduğu anda giren “Unshaken”… O an oyunu bırakıp yalnız at sürmek, D’Angelo’nun o duygulu sesini dinlemek istersiniz. Tüyleri diken diken eden bir an.

Tetris (1989) – “A-Type” (Korobeiniki)

İşte bir 8-bit klasiği daha. Aslen 19. yüzyıldan kalma bir Rus halk şarkısı olan “Korobeiniki”, Tetris’in Game Boy versiyonuyla beraber tüm dünyaya yayıldı. O bloklar hızlandıkça müziğin de hızlanması, nabzımızı minimum oyun kadar yükseltirdi. Kolay, akılda kalıcı ve sinir bozucu derecede bağımlılık yapıcı.

Doom (2016) – BFG Division

Çağdaş zamanların en “gaz” müziği nedir deseler, cevabımız net: BFG Division. Mick Gordon’un bestelediği bu parça, Doom Slayer’ın acımasızlığını ve cehennemin kaosunu muhteşem yansıtıyor. Bu müzik çalarken yerinizde durmanız imkânsız.

Final Fantasy VII (1997) – One-Winged Angel

Oyun tarihinin en karizmatik “kötü karakteri” Sephiroth’a da bu şekilde bir tema müziği yakışırdı. Nobuo Uematsu’nun bu şaheseri, bilhassa Latince “Sephiroth!” diye bağıran korosuyla bilinir. Bir “boss” dövüşünü bu kadar epik, bu kadar çaresiz ve bu kadar görkemli hissettiren başka bir müzik daha yapılmış oldu mu, şüpheliyiz.

Peki sizce bu listede olması ihtiyaç duyulan, başka efsaneleşmiş müzikler var mı? Yorumlarınızı bekliyoruz…

Related Articles

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Back to top button