Rolls-Royce, Hidrojen Jet Motorunu Başarıyla Kontrol Etti

Gezegenimizin geleceğini tehdit eden iklim değişimleri her geçen gün tesirini artırmaya devam ederken birçok değişik sektör daha yeşil bir gelecek için hamleler yapıyor. Karbon emisyonlarında mühim bir görevi olan havacılık da bu alanlardan biri.

İşte bu yüzden havacılık sektöründe öne çıkan adlar, daha çevre dostu hava araçları üretmek için kolları sıvamış durumda. Şimdi gelen bilgiler de bu mevzuda mühim bir adım atıldığını gösteriyor. Tayyare motorları diyince akla gelen ilk şirketlerden kabul edilen Rolls-Royce, Avrupalı havayolu şirketi easyJet ile beraber dünyada bir ilke imza attıklarını açıkladı.

Hidrojen yakıtlı jet motoru başarıyla kontrol edildi

Rolls-Royce ve easyJet, bugün yapmış olduğu duyuruda bir hidrojen jet motorunu başarıyla kontrol ettiklerini açıkladı. Rolls-Royce, dün yapmış olduğu bir basın açıklamasında da mevzuya ilişkin “dünyanın hidrojenle çalışan ilk çağıl tayyare motoru” ifadelerini kullandı. Her iki şirkette hızla gelişen teknolojinin bigün havacılık sektörü kaynaklı sera gazı emisyonlarını yok etmesini umuyor.

Hidrojenin havacılıkta neden tercih edildiğinden de özetlemek gerekirse bahsedelim. Havacılık, çevre dostu hâle getirilmesi en zor sektörlerden biri olarak nitelendiriliyor. Bunun sebebi ise elektrikli tayyare yapmanın elektrikli otomobillerden oldukça daha zor olması. Elektrikli uçaklar mevzusunda hamleler sürse de güneş ve rüzgar benzer biçimde yenilenebilir enerjilerle şarj edilebilen piller hâlen uzun uçuşlar için uygun değil. Bu yüzden de havacılık şirketleri, alternatif olarak karbondioksit yerine su buharı üreten hidrojen benzer biçimde daha temiz yakıtlara yöneliyor.

Rolls-Royce ve easyJet, bir Rolls-Royce AE 2100-A tayyare motorunu kullandıkları yer testini Birleşik Krallık’ta gerçekleştirmiş oldu. Avrupa Deniz Enerjisi Merkezi de yakıtı kontrol için ülkedeki Orney Adaları’nda bulunan bir tesiste üretti.

Her iki şirket, bu hamleleriyle yeşil hidrojen adımlarını daha da ileri taşıyarak havacılıkta sıfır emisyon hedeflerine yönelik mühim bir ilerleme kaydetmiş oldu. Sadece, bu mevzuda halen yolun uzun bulunduğunu söyleyebiliriz. Bunun sebebi ise yeşil hidrojenin bugünlerde oldukça pahalı ve yetersiz olması. 

Yakıt olarak hidrojen kullanmak ne kadar yeşil? Bu yakıtın önündeki engeller neler?

Hidrojenin ‘yeşil’ olarak nitelendirilmesinin sebebinin de rüzgar ve gelgit enerjileriyle üretilmesinden kaynaklandığını belirtelim. Burada durum bu şekilde olsa da günümüzde hâlen hidrojenin bir çok gaz kullanılarak üretiliyor. Bu da kullanımı ile ilgili bazı tartışmalar yaratıyor. Hidrojenin hakikaten yararlı olması, kullanılan enerjiye bağlı. Eğer üretimde yenilenebilir enerji yerine gaz kullanılırsa hidrojenin hiçbir anlamı kalmaz; bundan dolayı bu süreç, gezegeni ısıtan karbondioksit emisyonlarının salınımına neden olur.

Internasyonal Hava Taşımacılığı Birliği’ne nazaran hidrojen yakıtlı havacılık için bir engel daha var; yeni tayyare tasarımları yapmak ve onlar için onay almak. Hava araçlarının hidrojenle emek harcaması için daha büyük yakıt depoları içerecek şekilde tekrardan tasarlanması gerekiyor. Mesela,  The Guardian’a nazaran bir Boeing 747’nin 250.000 litre jet yakıtıyla gittiği mesafeyi gitmesi için 1 milyon litreden fazla hidrojene ihtiyacı var. Ek olarak daha ilkin belirttiğimiz benzer biçimde yeşil hidrojenin yetersiz ve pahalı olması bu konudaki bazı engellerden.

Tüm bunlara karşın yeşil hidrojenin yakında en azından kısa uçuşlarda kullanılabileceğini öngörmek mümkün. Avrupa Birliği’nin 2020’de yayınladığı bir rapor, 3.000 kilometre mesafeye kadar gidebilen hidrojen motorlu uçakların 2035’te piyasaya sürülebileceğini gösteriyor. Kısa mesafelerde öne çıkan easyJet de Rolls-Royce ile olan ortaklığında bu mevzuda öne çıkmak istiyor. Hidrojen yakıtlı uçakların gelecekte hayatımızda nasıl bir yer edineceğini gelecek yıllarda göreceğiz.