OIS ve EIS, akıllı telefon alırken sıkça duyduğumuz kamera terimleridir sadece bir çok şahıs farkını bilmez. En rahat hâliyle bu iki teknoloji, video ve fotoğraflarınızdaki titremeleri engellemeye yarar. Peki Optik Görüntü Sabitleme (OIS) ve Elektronik Görüntü Sabitleme (EIS) tam olarak iyi mi çalışır? Hangisi sizin için daha iyidir? Bu içeriğimizde “jöle benzer biçimde” videoların önüne geçen bu iki değişen teknolojinin tüm detaylarını açıklıyoruz.
Yeni bir akıllı telefon alırken kamera özelliklerine tamamımız detaylıca bakıyoruz. Megapikseller havada uçuşuyor, lensler sıralanıyor ve araya “OIS” ya da “EIS” benzer biçimde havalı kısaltmalar sıkıştırılıyor. Peki bu özelliklerin tam olarak ne işe yaradığını asla merak ettiniz mi? Bir çok süre pazarlama terimi benzer biçimde görünen OIS ve EIS, aslına bakarsak çektiğiniz fotoğraf ve videoların standardını direkt etkileyen, “titrek” anıların en büyük düşmanı olan iki tehlikeli sonuç teknoloji.
Bilhassa hareket halindeyken yada düşük ışıkta çekim halletmeye çalıştığınızda elinizin en küçük bir titremesi bile sonucu mahvedebilir. İşte Optik Görüntü Sabitleme (OIS) ve Elektronik Görüntü Sabitleme (EIS) tam da bu aşamada devreye giriyor. Her ikisinin de amacı aynı: Titremeyi yok etmek ve daha net, daha pürüzsüz bir görüntü sunmak. Sadece bunu yapma şekilleri tamamen değişik. Gelin bu iki değişen teknolojinin derinliklerine inelim ve aralarındaki farkı netleştirelim.
Optik Görüntü Sabitleme (OIS) nedir?
OIS, adından da anlaşılacağı benzer biçimde “optik” kısaca fizyolojik bir çözümdür. Bunu, kamera modülünün içine yerleştirilmiş minyatür bir süspansiyon sistemi (gimbal benzer biçimde) düşünebilirsiniz. Telefonu tutarken eliniz sağa titrediğinde, OIS sistemi (jiroskop ve sensörlerden almış olduğu verilerle) kamera lensini yada sensörün kendisini etken olarak sola doğru kaydırır. Bu fizyolojik ve ters yönlü hareket, titremenin tesirini “nötrler” ve sensöre düşen görüntünün olabildiğince durağan(durgun) kalmasını sağlar.
OIS’in en büyük pozitif yanları, bunu donanımsal olarak yapmasıdır. Görüntü kalitesinden taviz vermez, kırpma yapmaz ve bilhassa düşük ışıkta harikalar yaratır. Niçin mi? Zira düşük ışıkta kameranın daha çok ışık alabilmesi için pozlama süresini uzatması gerekir. Bu da titremeye karşı hassasiyeti artırır. OIS, bu fazladan sürede bile görüntüyü durağan(durgun) tutarak bulanık olmayan, net gece fotoğrafları çekmenizi sağlar.
Elektronik Görüntü Sabitleme (EIS) nedir?

EIS ise tamamen yazılımsal bir hiledir. Fizyolojik, hareketli bir parça içermez. Telefonun jiroskop benzer biçimde sensörlerini kullanarak hareketin yönünü tahmin eder. Video kaydı esnasında sensörün yakaladığı görüntüden dijital olarak daha minik bir kare “kırpar”. Siz hareket ettikçe, bu kırpılan kareyi ana görüntünün içinde zıt yönde hareket ettirir. Görüntünün kenarlarında bir “tampon” boşluk bırakır ve titremeyi bu boşlukta absorbe eder.
EIS’in pozitif yanları, OIS’e gore fazlaca daha ucuz bir teknoloji olmasıdır ve bilhassa video çekimlerinde “jöle tesirini” engellemede fazlaca başarılıdır. Sadece bir bedeli var: Görüntüyü kırptığı için hem görüntü kalitesinde fazlaca azca da olsa bir yitik yaşanır hem de görüş alanı bir miktar daralır. Günümüzdeki suni zekâ destekli EIS (AIS) sistemleri bu kalite kaybını minimuma indirse de temel emek harcama prensibi budur.
OIS vs EIS: Hangisi daha iyi?

Geldik en tehlikeli sonuç soruya: Hangisi daha iyi? Bu probleminin cevabı “Nerede kullandığınıza bağlı.” Eğer önceliğiniz fotoğraf çekmekse ve bilhassa de gece çekimi yapıyorsanız, OIS emsalsiz kazanandır. Zira donanımsal çalışır ve görüntü kalitesinden taviz vermeden düşük ışıkta netlik sağlar.
Eğer önceliğiniz video çekmekse ve aksiyon kameralarına benzer pürüzsüzlükte videolar istiyorsanız, EIS çoğu zaman daha iyi netice verir. EIS, yürürken oluşan o sarsıntılı adımları ve yüksek frekanslı titremeleri yazılımsal olarak yumuşatmada OIS’ten daha başarıya ulaşmış olabilir.
Peki ya OIS + EIS?

Her neyse ki günümüzde üreticiler bizi bu ikilemden kurtarıyor. Bir çok amiral gemisi telefonda OIS ve EIS beraber çalışır. Buna “hibrit stabilizasyon” denir. Bu sistemde OIS, büyük fizyolojik sarsıntıları (adımlarınız benzer biçimde) donanımsal olarak sönümlerken, EIS de kalan mikro titremeleri (el titremesi benzer biçimde) yazılımsal olarak temizler. Netice? Hem kalitesi bozulmayan hem de tereyağı benzer biçimde pürüzsüz videolar.
Kısaca OIS bir lüks değil, iyi bir kamera için neredeyse bir zorunluluktur. Fotoğraf standardını, bilhassa de gece performansını direkt etkisinde bırakır. EIS ise video performansının bel kemiğidir.
Eğer bütçeniz yetiyorsa, daima hem OIS hem de EIS sunan bir modeli tercih edin. Artık neyin ne işe yaradığını bildiğinize gore telefon özellik listelerindeki bu kısaltmalar sizin için daha anlamlı olacaktır.
Peki sizce video için OIS mi daha mühim, yoksa EIS tek başına kafi mi? Yorumlarınızı merakla bekliyoruz!


![Samsung’un üçe katlanabilen telefonu Galaxy Z Trifold kanlı canlı sergilendi [Video]](https://hakanseyhan.com/wp-content/uploads/2025/12/630859-700x400-390x300.png)
