Suni zekâ her ne kadar birçok değişik görevde hayatımızı kolaylaştırıyor olsa da her mevzuda başarıya ulaşmış durumda değil. Peki hangi mevzularda başarısız?
Suni zekâ son yıllarda teknoloji dünyasının en popüler icadı hâline geldi. Akıllı telefonlarımızdaki asistanlardan, izleyeceğimiz filmi tahmin eden platformlara kadar hayatımızın her alanına sızmış durumda. Buna karşın kimi vakit bir dâhi şeklinde en karmaşık problemleri saniyeler içinde çözerken, kimi vakit en kolay bir espriyi bile anlamakta zorlanıyor.
Ikimiz de bu içeriğimizde suni zekâ ile alakalı abartılı beklentileri ve yersiz korkuları bir kenara bırakacağız. Onun yerine madalyonun iki yüzüne de bakacağız. Suni zekânın hangi alanlarda insanı geride bırakacak kadar başarıya ulaşmış bulunduğunu ve hangi mevzularda hâlâ bir çocuğun sağduyusuna bile haiz olmadığını net örneklerle inceleyeceğiz.
Suni zekâ hangi alanlarda başarıya ulaşmış?
Suni zekânın başarıya ulaşmış bulunduğunu söyleyebileceğimiz alanlar çoğu zaman bolca oranda veri içeren, yeniden eden ve belirli kurallara dayalı görevlerdir. Bu alanlarda insan hızını ve kapasitesini fersah fersah aşmış durumda.
1. Veri analizi ve tekrarlayan görevler
Milyonlarca satırlık bir Excel tablosunu inceleyip anlamlı sonuçlar çıkarmak bir insan için haftalar sürer fakat suni zekâ bu işi dakikalar içinde hatasız bir halde yapabiliyor.
Finansal piyasalardaki anormallikleri saptamak, bir firmanın satış verilerindeki gizli saklı trendleri bulmak yada fabrikalardaki üretim bandını denetlemek şeklinde görevler, suni zekânın en sevilmiş olduğu işlerdir.
2. Görüntü ve ses tanıma
Telefonunuzun kilidini yüzünüzle açmanız, toplumsal medyadaki fotoğraflarda arkadaşlarınızın otomatikman etiketlenmesi yada sesli komutlarla asistanınıza bir şeyler yaptırmanız… Hepsi suni zekânın görüntü ve ses tanımadaki başarısı yardımıyla mümkün oluyor.
Tıp alanında, bir doktorun gözden kaçırabileceği ufacık bir detayı röntgen yada MR görüntülerinde saptayarak erken teşhise destek olması da bu başarının en dirimsel örneklerinden biri.

3. Kişiselleştirilmiş tavsiyeler
“Bu filmi sevebilirsiniz” yada “Bu ürünü alanlar şunları da aldı” şeklinde önerilerle sıkça karşılaşıyoruz. İşte bu kişiselleştirme sihrinin arkasında da suni zekâ var.
İzleme, dinleme ve satın alma alışkanlıklarımızı çözümleme ederek zevklerimize en uygun içerikleri ve ürünleri önümüze getiriyor. Anlayacağınız Netflix, Spotify ve Amazon şeklinde dev platformların başarısının temelinde de suni zekâ yatıyor.
4. Strateji oyunları
Satrançta Garry Kasparov’u yenen Deep Blue yada Go oyununda dünya şampiyonunu yenik eden AlphaGo, suni zekânın belirli kuralları olan kapalı sistemlerdeki ezici üstünlüğünü zaman içinde kanıtladı.
Milyarlarca hamle olasılığını hesaplayıp en doğru stratejiyi belirleme mevzusunda suni zekâlar günümüzde bile insan beyninin fazlaca ötesinde bir performans sergiliyor.

Suni zekâ hangi alanlarda yetersiz?
Suni zekâ, veri ve mantıkla çözülen işlerde ne kadar iyi olursa olsun, devreye insanî özellikler gerektiren mevzular girdiğinde de bir o denli zayıf durumda.
1. Sağduyu ve akıl yürütme
Bir insana “Buzdolabına fil sığar mı?” diye sorsanız, size anında “Hayır” der. Suni zekâ ise bu suali cevaplamak için filin ve buzdolabının boyut verilerine gerekseme duyar şu sebeple onun “sağduyu” olarak bildiğimiz, dünyanın fizyolojik ve toplumsal kurallarına dair genel bir anlayışı yoktur.
Şu demek oluyor ki kolay özetle bir şemsiyenin yağmurdan korunmak için kullanıldığını “bilir” fakat ıslanmamanın niçin mühim bulunduğunu siz anlatmadığınız sürece “anlamaz”.
2. Duygusal zekâ ve empati
Suni zekâ, bir metindeki kelimelerden yola çıkarak “mutlu” yada “mutsuz” bir ifadeyi tespit edebilir sadece bir insanoğlunun ses tonundaki titremeyi, yüzündeki belli belirsiz bir mimiği yada bir anlık duraksamasını yorumlayarak empati kuramaz.
İnsan ilişkilerinin temelini oluşturan bu derinliği ve duygusal anlayışı öykünmek etmesi şimdilik imkânsız görünüyor. Bu yüzden bir terapistin yada iyi bir dostun yerini alması fazlaca zor olsa gerek.

3. Yaratıcılık ve özgünlük
Evet, suni zekâ artık fotoğraf yapabiliyor, müzik besteleyebiliyor ve hatta şiir yazabiliyor sadece tüm bu tarz şeyleri öğrendiği milyonlarca mevcut sanat eserinin kalıplarını ve stillerini birleştirerek yapabiliyor.
Kendi iç dünyasından, acılarından, luklarından yada hayallerinden beslenen emsalsiz bir ilhamı yok. Ortaya çıkardığı sonuçlar teknik olarak etkisi altına alan olsa da çoğu zaman insan elinden çıkan bir sanat eserindeki “ruh” onda daima eksiktir.
4. Etik ve etik mevzular
Suni zekânın en başarısız olduğu alanların başlangıcında sıkıntılı etik ikilemler gelir. Mesela bir otonom otomobilin kaza anında “yayayı mı, yoksa yolcuyu mu feda etmesi gerektiği” şeklinde gri alanlarda karar veremez şu sebeple terbiye, kültürel, kişisel ve durumsal faktörlere bağlı karmaşık bir kavramdır ve matematiksel formüllere dökülemez.
Suni zekâ bigün insanoğlu kadar akıllı olabilir mi?
Bu sual zekânın tanımına bağlıdır. Eğer zekâ, belirli bir görevi hızla ve hatasız yapma yeteneğiyse (satranç oynamak, veri çözümleme etmek şeklinde), suni zekâ aslına bakarsanız birçok alanda insanlardan daha zekidir sadece zekâyı sağduyu, empati, yaratıcılık ve şuur şeklinde kavramlarla tanımlarsak, suni zekânın insan seviyesine erişmesi için önünde daha fazlaca uzun bir yol var.
Suni zekânın en büyük riski nedir?
Teknik risklerin başlangıcında eğitildiği verilerdeki ön yargıları (ırksal, cinsel vb.) öğrenip kararlarına yansıtması gelir. Toplumsal riskler ise fena niyetli kullanımı (düzmece videolar, otonom silahlar) ve iş gücü piyasasındaki ani değişimlerdir. Bu riskleri en aza indirmek, teknolojiyi geliştirirken etik kuralları ve insan odaklı bir yaklaşımı ön planda tutmakla mümkündür.



