[ad_1]
Televizyonda, toplumsal medyada ve öteki değişik mecralarda yaşlı olan kesimin gençlerle pek oldukça mevzuda ters düştüğünü görüyoruz. Son zamanlarda ülkemizin durumundan dolayı bu ters düşmeler çoğu zaman ‘ekonomiden’ kaynaklansa da bu durum dünyanın her yerinde görülüyor. Peki bunun sebebi ne?
Günümüzde bilhassa son zamanlarda oldukça popüler olan sokak röportajlarında birbirinden değişik gruplardan insanoğlu karşımıza çıkıyor. Çoğunlukla ülkenin ve dünyanın durumu hakkında sorulara yer verilen bu röportajlarda, bazen yaşlı kesimin “gençler iş beğenmiyor”, “dönemin gençliğinden asla umudum yok” yada “bizim zamanımız daha iyiydi” şeklinde cümleler kurduğunu görüyoruz.
Bir tek sokak röportajlarında değil, gündelik hayatta konuşulan söyleşi mevzularında bile bu durumun büyük yer kapladığını görüyoruz. Kısaca bir neslin kendisinden sonrakini birçok açıdan suçlamış olduğu, su götürmez bir gerçek. Ikimiz de bu içeriğimizde bu durumun sebeplerine ve yaşlıları suçlayan genç neslin nasıl ileride onlara dönüştüğüne bakacağız.
Rahat IQ testlerinde ötekilerden yüksek puan alanlar, gençlerden şikâyet etmeye daha eğilimli. Fakat enteresan bir halde puanı o denli yüksek olmayanlar durumdan pek de şikayetçi değil. O vakit mesele hakikaten jenerasyon bilincinde mı?
Bu çelişki, Psikolog John Protzko’nun 2019 senesinde gerçekleştirdiği bir emek vermeden geliyor. 3.458 yetişkinin çevrimiçi anketler yöntemiyle katılmış olduğu bu çalışmada, karakterinde otoriterliğin baskın olduğu kişilerin, “bu dönemin gençleri eskiye gore oldukça saygısız” demeye daha yatkın olduğu görüldü. Aynısı kitap okuma alışkanlığı de ilgilendiriyor.
Bu durumun peşinden testi yapanlar, kontrol skorlarını olduğundan düşük göstererek bazı kişilere yanlış geri dönüş yapmış oldu. Bu sefer bu kişilerin gençlere karşı daha yumuşak olduğu görüldü. Hatta bazıları dönemin gençliğinin geçmiştekinden daha iyi bulunduğunu bile kabul etti.
Elbet bunlar tek başına kafi olan bilgiler değiller. Zira testlerde düşük puan alıp da gençleri suçlamaya devam eden insanoğlu gene de vardı. Bunu özetlemek gerekirse, ‘öne çıktığımız alanlarda geride kalanları yargılamaya eğilimli oluruz’ şeklinde özetleyebiliriz.
Daha yaşlı olan bireyler geçmişe bakıp ideal dünyayı orada görebilir. Gençlerin geleceğe yönelik plan yaparak geçmişi unutması ise bu durumda bir çatışma yaratır.
Bundan önceki durumda olduğu şeklinde buna da ruhsal bir yanılgı diyebiliriz. Geçmişin ve günümüzün birbirinden değişik avantajları ve dezavantajları bulunuyor. Fakat işler yaşlı kesim için geçmişi hatırlamaya ulaştığında oldukça taraflı davranmış olduğu görülüyor.
Örnek olarak 80’lerden bahsedildiğinde bir çok vakit bir tek iyi şeyler anlatılır. Mahalle kültürü, saygı, edep, keyifli lise anıları, gerçek sosyalleşme ve daha niceleri anlatıldıkça gerisi gelir. Fakat o zamanlarda tedavi edilemeyen hastalıklardan, ekonomik buhranlardan, kadın ve erkek eşitliğinin acınası durumundan pek de bahsedildiğini görmeyiz.
Fakat günümüze bakıldığında, zamanında tedavi edilemeyen hastalıkların, etik olmayan evliliklerin, şehirlerdeki gelişim sürecinin o zamana gore daha iyi olduğu ve bir halde daha da iyiye gittiği görülüyor.
Bu sebeple her bir nesil, öncekinin üstüne ekliyor. Eğer söylenildiği şeklinde gençlik olduğu yerde sayıyor olsaydı tüm dünya çoktan felakete sürüklenmiş olurdu:
Burada gözlerimizi ve kulaklarımızı kapatıp kör bir halde yeni nesli savunduğumuzu düşünmeyin. Kadın erkek eşitliği ve ırkçılık şeklinde bazı problemler geçmişte de vardı, günümüzde de var. Maalesef uzun bir süre var olmaya devam edecek şeklinde de görünüyor. Fakat bunlar, jenerasyonlar arasındaki çatışmanın haricinde kaldığından mevzumuza dahil etmiyoruz.
Bir öteki sebebimiz ise gençlerin üstündeki yüksek beklenti: Oturduğun yerden para kazanılmaz(!)
Gençlerin yazılım yada yabancı dil öğrenmesinin onlara yarar sağlayacağı tartışılmaz. Fakat bu tarz şeyleri yapmakta zorlandıkları için onları genellemek ve kendi neslinizden aşağıda görmek gene bir ruhsal yanılgıdır.
Alanında oldukça iyi olan bir yazılımcı olduğunuzu düşünelim. Başkalarının sizin olduğunuz konuma gelmekte zorlandığını gördüğünüzde, o duruma gelebilmek için harcadığınız emeği görmemeniz ihtimaller içindedir. Kısaca geçtiğiniz sıkıntılı yollar gözünüzde aniden basitleşir ya da fark etmezsiniz bile. Bunun peşinden ötekiler yapamadıkları için onları bir gruba alarak kendinizden aşağıda görebilirsiniz.
Günümüzde bu durum genel anlamda emek verme prensibi üstünden tartışılıyor. Yaşlı kesim gençlerin emek verme alışkanlığının olmadığından ve oturdukları yerden gelir sağlamak istediğinden yakınıyor. Gençler ise bunu yeni oluşturulan bir kapı olarak görüyor, ki pandemiyle beraber gördüğümüz suretiyle evde oturarak da bir çok işre verimli bir halde çalışmak mümkün.
Bunun sebebiyse geçmişte web bu emek verme şekline imkân sağlamadığından iki nesil arasındaki emek verme anlayışının farklılaşması. Peki şimdiki gençler büyüyünce ne olacak:
Maalesef binlerce senedir devam eden bu döngü asla durmayacak. Antik Yunan’da bile gençlerin yetersizliğinden şikâyet ediliyordu. Günümüzde de bu devam ediyor. Muhtemelen bu yazıyı okuyan gençler de ilerleyen yaşlarında kendilerinden sonraki nesilden şikâyet edecek.
Sizden ufak bir kardeşiniz var ise ve dostlarıyla oynama şekli, okulundaki eğitim yöntemi, kafasındaki düşünceler ve ona bağlı olan öteki şeyler size şimdiden acayip geliyorsa, alışık olduğunuzdan değişik olmasından meydana gelen bu durumu gözden geçirmenizde yarar var.
Kaçımız dedemizin dedesinin adını biliyoruz? Onlar da bir ihtimal zamanında kendilerinden sonraki nesil hakkında açıklanmıştır. Fakat şimdi bakmış olduğunuzda isimlerini oldukça azca şahıs hatırlıyor. Bu açıdan bakıldığında kim bilir yaşlı kesimi korkutan bu unutulma korkusudur.
İLGİLİ HABER
Sorumluluklarınızdan Kaçtığınız İçin Gerçek Potansiyelinize Erişemiyor Olmanızı Açıklayan Kavram: Jonah Kompleksi
Aynı şekilde kendilerine emanet edilen dünyayı zamanı ulaştığında bir sonraki nesle emanet edecek olmaları da bu durumun sebeplerinden olabilir. Zira bu durumda, kendileri kadar iyi olmadığını düşündükleri bu nesil karşısında “biz olmazsak yapamazlar” düşüncesi egemen olur. Buna karşı konulduğunda ise nankör damgası basılır.
Netice olarak bunu jenerasyonlara genellemekten ziyade insanlığın genel bir problemi olarak görmek lazım. Bu sebeple mesele bir tek jenerasyonlarla kısıtlı olsaydı, durumdan tüm yaşlılar şikayetçi olurdu ve bu nesilden nesle istisnasız devam ederdi. Bu yanılgıya düşmemek için için yapabileceğiniz en iyi şey birini yaşına gore yargılamak değil, her insana karşı objektif olmak.
Kaynaklar: Medium, Vox, BBC
$(function(){
window.fbAsyncInit=function() FB.init(appId:'1037724072951294',xfbml:!0,version:'v2.5');
(function(d,s,id) var js,fjs=d.getElementsByTagName(s)[0];if(d.getElementById(id))return;js=d.createElement(s);js.id=id;js.src="https://connect.facebook.net/tr_TR/sdk.js";fjs.parentNode.insertBefore(js,fjs);(document,'script','facebook-jssdk'));
$('body').on(click:function() FB.XFBML.parse();
,'.facebook-save');
if($('.content-sticky').length>0){if($(window).width()>=768){$(window).on('scroll',function(){var scrollTop=$(this).scrollTop();$('article').each(function() if(scrollTop>=($(this).find('.content-body').offset().top-76)) $(this).find('.content-sticky').addClass('sticky');if(scrollTop>=($(this).find('.content-body').offset().top+$(this).find('.content-body').height()-($(this).find('.content-sticky').height()+92))) $(this).find('.content-sticky').removeClass('sticky');$(this).find('.content-sticky').css('bottom':'0px','top':'auto');else $(this).find('.content-sticky').addClass('sticky').css('bottom':'initial','top':'76px');
else $(this).find('.content-sticky').removeClass('sticky').css('bottom':'auto','top':'0');
)})}}
$('body').on({click:function(){var $this=$(this),dataShareType=$this.attr('data-share-type'),dataType=$this.attr('data-type'),dataId=$this.attr('data-id'),dataPostUrl=$this.attr('data-post-url'),dataTitle=$this.attr('data-title'),dataSef=$this.attr('data-sef');
switch(dataShareType) case 'facebook':FB.ui(method:'share',href:dataSef,,function(response) if(response&&!response.error_message) updateHit();
);
break;
case 'twitter':shareWindow('http://bc.vc/347874/https://twitter.com/intent/tweet?via=webtekno&text="+encodeURIComponent(dataTitle) + " %E2%96%B6 '+encodeURIComponent(dataSef));updateHit();break;
case 'gplus':shareWindow('https://plus.google.com/share?url=" + encodeURIComponent(dataSef)); updateHit(); break;
case "mail':window.location.href="https://www.webtekno.com/mailto:?subject="+encodeURIComponent(dataTitle)+'&body='+encodeURIComponent(dataSef);break;
case 'whatsapp':window.location.href="whatsapp://send?text="+encodeURIComponent(dataTitle)+' %E2%96%B6 '+encodeURIComponent(dataSef);updateHit();break;
function shareWindow(url) window.open(url,"_blank","toolbar=yes, scrollbars=yes, resizable=yes, top=500, left=500, width=400, height=400");
function updateHit(){$.ajax({type:"POST",url:dataPostUrl,data:contentId:dataId,contentType:dataType,shareType:dataShareType,success:function(data)
if($('.video-showcase').length>0) var $container=$('.video-showcase');else if($('article[data-id="'+dataId+'"]').length>0) var $container=$('article[data-id="'+dataId+'"]');else if($('.wt-share-item[data-id="'+dataId+'"]').length>0) var $container=$('.wt-share-item[data-id="'+dataId+'"]');else $container=null;
if($container!=null&&$container.length>0)dataShareType=='twitter')) if($badged.hasClass('is-visible')) else
})}}},'.wt-share-button')});
[ad_2]