Perşembe, Mart 13, 2025
Ana SayfaDÜNYAGüllaç, Pide ve Sirkengebin Şerbeti Nasıl Ortaya Çıktı?

Güllaç, Pide ve Sirkengebin Şerbeti Nasıl Ortaya Çıktı?

[ad_1]

Güllaç, Ramazan pidesi ve şerbet olmadan Ramazan sofrası olur mu asla? Siz değerli üyelerimizin de aynı fikirde bulunduğunu biliyoruz. Tam da bu sebeple bu yazımızda Ramazan’ın olmazsa olmaz lezzetlerinin mazisini ele alıyor olacağız. Birbirinden leziz bu üç tadın öyküsünü öğrenince, onlara duyduğunuz hayranlık daha da artacak!

Ramazan ile bütünleşmiş tatların da bir geçmişi var! Ramazan’da tadı damağa bambaşka gelen güllaç, Ramazan pidesi ve Sirkengebin şerbetinin geçmiş yıllara dayanan hikayelerine ne kadar hakimsiniz? 

Ramazan denildiğinde akla normal olarak Ramazan sofralarını donatmasıyla malum birbirinden değişik ve hususi lezzetlermiz de geliyor. Tüm sütlü tatlılar adeta unutuluyor, güllaç başı çekiyor. Ekmek tüketimi azalıyor, ekmeğin yerini Ramazan pidesi devralıyor. Ve içecekler söz mevzusu olduğunda, tinsel değeriyle de gönüllere taht kurmuş şerbetler ön plana çıkıyor. Ramazan’ın eğer olmazsa olmazı güllaç, Ramazan pidesi ve şerbetlerden Sirkengebin şerbetinin geçmişten günümüze yolculuğunu tüm detaylarıyla anlattık!

Mısır nişastasından güllaç olmaya doğru…

Güllaç

Ramazan denildiğinde akla ilk ve kim bilir tek gelen tatlı güllaçtır. Güllaç, Ramazan ile öyleki bütünleşmiştir ki Ramazan haricinde yapmış olup satanını bulması zor olsa gerek. Ramazan’ın vazgeçilmezlerinden güllacın mazisinin 600 yıl öncesine, Osmanlı zamanına dayandığı biliniyor. Devrin insanları, çuvallarla alınan; bozulması, böceklenmesi yada uçuşup dağılması oldukça olası görülen mısır nişastasını muhafaza etme amacıyla nişastayı su ve un ile karıştırıp yufka olarak saklamaya karar veriyor. Günümüzün güllaç yaprakları, mısır nişastasının ömrünü uzatma çabasının sonucunda ortaya çıkıyor. Yufkanın kolayca ufalanabilir yapısı yardımıyla insanoğlu, nişasta kullanmak istediklerinde bu yaprakları toz haline getirip diledikleri şeklinde kullanabilmiş.

Günlerden bigün, nişasta yufkasını ıslatma fikri akıllara gelmiş. Nişastaya süt fazlasıyla yakıştığından, ıslatma işlemi süt ile gerçekleştirilmiş. Derken, bu leziz işleme gül suyu da dahil olmuş. Süt ve gül suyuyla ıslanan yapraklar, mısır nişastası olmaktan çıkıp kendi başına ağız sulandıran bir tatlı haline gelmiş. Tatlının nar ve cevizle süslenmesi ise tatlı saray mutfağına dahil olduktan sonrasında gerçekleşmiş. 1400’lü yılların sonunda Kastamonulu Ali Usta, Kastamonu’da geziye çıkmış olan saraylılara elindeki son nişasta yufkalarıyla güllaç yapmış olup ikram etmiş. Saraylıları kendine fanatik bırakan güllaç, saray mutfağına tek başına girmemiş; bununla beraber Ali Usta’yı da getirmiş! Ali Usta, güllacın dillere destan tadı yardımıyla sarayın tatlıcıbaşısı olurvermiş.

İçinde gül suyu bulunduğundan güllü aş olarak anılan bu tatlı, ilkin Osmanlı tebaasının mutfağından saray mutfağına; sonrasında da günümüze güllaç olarak gelmeyi başarmış. 

Ramazan pidesi, pide kültürünün mühim bir parçası!

Ramazan Pidesi

Ramazan geldi mi ekmeğin pabucunu dama atan ve Ramazan bitimine dek sofralardan tamamlanmamış olması akıldan bile geçirilmeyen Ramazan pidesi, Türk mutfağının Osmanlı’ya dayanan 500 senelik geleneğinin bir ürünü. Osmanlı zamanında Topkapı Sarayı’nda ‘‘Özgü Fırın’’ olarak adlandırılan bir bölümde pişirildiği tahmin edilen pidenin, o dönemlerde uğruna iftarların geç açılabildiği bir lezzet olduğu bilinmektedir. O şekilde ki Osmanlı’da insanoğlu; sofralarına hususi pide yaptırabilmek için ellerinde taze yumurta, susam ve çörek otu ile fırınların yolunu meblağ, gerekirse uzun süreler süresince gözleri önünde kendi malzemeleriyle yapılacak olan pideyi beklermiş. Bu bekleyiş esnasında iftar vakti gelse çatsa bile nafile… 

Pide, ekmeğin pabucunu dama atsa da aslına bakarsak kendisi de bir ekmek çeşididir ve yalnızca Türk mutfağında değil, Orta Doğu mutfağında da bir ekmek çeşidi olarak kabul görmektedir. Değişik ülkelerde değişik isimlerle anılan benzerleri, vatanımızda ise pek oldukça varyasyonu olan pidenin; bir de ‘‘şifa’’sı vardır. Şifa, su ve un karışımının kaynatılmasıyla ortaya çıkar, pidenin üstüne yumurta sürüldüğü takdirde peşinden ne olursa olsun pideye sürülür. Bunun sebebi, pidenin fırından kuru çıkmasının önüne geçebilmektir. 

Ramazan vakti, şerbet vakti!

Sirkengebin Şerbeti

Şerbet, hem lezzeti hem ferahlatıcı özelliğiyle mutfağımızın geleneksel olmasıyla birlikte sevilen içeceklerinden de biri. Ramazan vakti vardığında ise taşımış olduğu tinsel anlamla devleşip başlıca ikramlardan biri haline geliyor. Popüler şerbetler bir yana, bir de unutulmaya yüz tutmuş şerbetlerimiz mevcut ki bunlardan biri de Sirkengebin şerbeti. Adını, Farsçada ‘‘bal’’ manasına gelen ‘‘encübin’’ kelimesi ile ‘‘sirke’’ kelimesinin birleşiminden alan ve ‘‘ballı sirke’’ anlamı taşıyan Sirkengebin şerbetine ‘‘Sirkencübin’’ adıyla da rastlamak mümkün. Mevlana’nın en sevilmiş olduğu içeceklerden, İbni Sina tarafınca tüketilmesi öğütlenen şerbetlerden olduğu malum şifa deposu Sirkengebin şerbetinin geçmişi, bir rivayete gore, Antik Yunan zamanlarına dayanıyor. 2500 yıl ilkin, hastaların tedavisinde kullanıldığı malum Sirkengebin; o dönemlerde gene bal ve sirke kelimelerinin birleşiminden oluşan ‘‘Oxymel’’ adıyla anılıyor ve Hipokrat tarafınca dahi tüketilmesi öneriliyor.

Bal ve sirke şeklinde bir araya gelemeyecek kadar birbirinden değişik görülen iki ana malzemeyle meydana getirilen Sirkengebin şerbetinin yararları da saymakla bitmiyor:

  • Sindirim sisteminin sağlıklı şekilde çalışmasını sağlar, hazımsızlığa/şişkinliğe iyi gelir. Bu özelliğiyle Ramazan’da gönül rahatlığıyla tercih edilebilir. 
  • Gene Ramazan ile de bağdaştırabileceğimiz bir başka özelliği, kan şekerini düzenlemesi ve bu sayede tokluk hissini uzunca süre devam ettirmesidir. 
  • Antioksidan özelliği taşır, vücutta detoks tesiri yaratarak tertipli tüketildiğinde arınma gerçekleştirir. 
  • Sabah aç karnına tüketildiğinde zayıflamaya destek sunar. 
  • Yüksek gerilim ve kolesterol problemlerine iyi gelir. 

İLGİLİ HABER

Yiyecek Yerken Su İçmek Zararı dokunan mı?



[ad_2]

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Most Popular