Cuma, Mart 14, 2025
Ana SayfaHaberlerZeytin çekirdeğini çevre dostu plastiğe dönüştürüyor

Zeytin çekirdeğini çevre dostu plastiğe dönüştürüyor

[ad_1]

Besin mühendisi Duygu Yılmaz’ın geliştirdiği teknolojiyle zeytin çekirdeği atıklarından üretilen bitkisel plastik, doğada bir yıl içinde yüzde yüz oranında çözünebiliyor.

Zeytin çekirdekleri kullanarak doğada bir yıl içinde yüzde yüz çözünebilen biyoplastik üreten firmanın kurucusu Besin Mühendisi ve İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Görevlisi Duygu Yılmaz, bitkisel plastik kullanımı ile firmaların vergilendirme sisteminden arınmalarının yanı sıra maliyetten kar elde edebileceklerini ve toplumsal bilinçlerini gösterebileceklerini söylemiş oldu.

Zeytin çekirdeği atıklarından çevre dostu plastik ve deri üretimi icra eden bir firmanın kurucu ortağı olan Yılmaz, AA muhabirine tabiat dostu üretime nasıl başladığını, kurduğu firmanın faaliyetlerini ve hedeflerini söyledi.

Bir pazar kahvaltısı esnasında babasının zeytin çekirdeğini, mide problemlerine iyi geldiğini düşünerek yutmasıyla zeytin üstünde araştırmalarına başladığını aktaran Yılmaz, öğrenci evinde kurmuş oldukları laboratuvarda çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.

Kurucu ortağı olduğu firmanın büyüyerek 30 milyon dolarlık bir değerlemeye ulaştığını ifade eden Yılmaz, yaptıkları faaliyeti “Biz yüzyıllarca yaşayabilen kadim bir ağaç olan, barışın simgesi olan zeytin ağacından gelen atığı ürüne dönüştürüyoruz ve o ürün plastik sektörüne kazandırılıp yeniden kullanılabilir bir ürün haline geliyor.” sözleriyle tanımladı.

Buluşuyla, Internasyonal Genç Liderler Ve Girişimciler Derneği (JCI) tarafınca 2019’da düzenlenen ‘Dünyanın en başarıya ulaşmış 10 genci’ listesine giren Yılmaz, zeytin çekirdeği atığından ürettikleri polimer türünün elektronikten besin ambalajına, medikal sektörden tekstil ürünleri ve otomotiv sektörüne kadar günlük yaşamın birçok alanında kullanıldığını, bugüne dek vasıta içi açık oturum, torpido gözleri, far parçaları, siperlik, askı, etiket, kozmetik ambalajlar, ambalaj kapakları, diş fırçası, taraklar, düğmeler, biberonlar, emzik parçaları, mobilya, termos, saksı benzer biçimde değişik ürünlerin bu hammadde ile üretildiğini söyledi.

Ortak çalışmış oldukları bir tekstil şirketi ile beraber, zeytin çekirdeğinden ürettikleri polimerle aynı yapıdaki bitkisel atıkları bir araya getirerek dünyanın en yüksek oranlı bitkisel derisini meydana getirdiklerini de sözlerine ekleyen Yılmaz, yüzde 70 bitkisellik oranıyla ürettikleri deriyle, dünya markalarıyla beraber çalışmaya başladıklarını açıkladı.

yesil311 ayda doğada tamamen kaybolan plastik

Yılmaz, ürettikleri polimer türü hammaddenin 3 ayda çözünmeye başladığını, ortalama bir yıl içinde de doğada yüzde yüz oranında kaybolduğunu belirtti.

Türkiye’de her yıl 500 bin ton, dünyada ise 6 milyon ton zeytinyağı fabrikası atığının ortaya çıktığını vurgulayan Yılmaz, bu atıkların en yaygın bertaraf edilme yönteminin yakılma bulunduğunu sadece prina adı da verilen bu atıklar yakıldığı süre içlerindeki karbon bağlarından ve yüksek etken karbon miktarlarından dolayı kömürden tam 12 kat daha çok karbonmonoksit gazı açığa çıkardığını aktardı.

İklim değişikliğiyle savaşım ederken küresel ısınma ve ozon tabakası üstünde ciddi tesirleri olan bu tür emisyonların önüne geçilmesi icap ettiğinin altını çizen Yılmaz “Yeşil Dönüşüm kapsamında, bilhassa 2030 sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda firmalar bu anlamda denetlenmeye başlanacak. Bu denetimler sonucunda prinanın yakılması engellenecek. Hiçbir kullanımı olmayan bir ürünü neden bir malzemeye çevirmeyelim?” ifadelerini kullandı.

Firmaların polyester, poliüretan benzer biçimde plastik türevli malzemeleri üretimde kullanmaları durumunda Yeşil Dönüşüm planları doğrultusunda Avrupa Birliği’ne vergi ödemek durumunda olacaklarını hatırlatan Yılmaz, zeytin çekirdeğinden ürettikleri biyoplastik ile yüksek oranlarda karbon azaltımının mümkün bulunduğunu, böylece şirketlerin karbon vergilerinden muaf olabildiğini bildirdi.

Firmalar için birçok avantaj sağlıyor

Ürünlerinin petrol kaynaklı plastik çeşitleriyle kıyaslandığında oldukca daha çevreci bulunduğunu ve oldukca daha azca karbon salımına yol açtığını ifade eden Yılmaz, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Aslen petrolle neredeyse başa baş fiyatlı, uygun maliyet pozitif yanları olan bir ürünü sektöre taşıdık. Böylece daha oldukca alanda bitkisel plastik kullanımı ile firmalar Yeşil Mutabakat doğrultusunda vergilendirme sisteminden arınmış olmanın yanında maliyetten kar elde etmiş oluyor ve toplumsal bilinçlerini gösteriyorlar” dedi.

Birkaç yıl içinde üretim tesislerinin karbon etkisiz olmasını sağlayarak bir tek son ürünlerinde değil, tüm ana projelerinde sürdürülebilirlik ve doğallığı esas alacaklarını belirten Yılmaz, “Biz Türkiye’nin bilhassa yeşil üretim teknolojisi alanında da öncü olmasını istiyoruz. Yola çıkış gayemiz bir tek ticari bir kaygı değil, bunun arkasını dolduran toplumsal bir tesir oluşturmak mühim. Şundan dolayı şuna oldukca inanıyorum: Her birimizin dünyaya gelirken belli amaçları var ve seçimleri kendimiz yapıyoruz. Hayatımızda tüketerek mi geçireceğiz, üreterek mi geçireceğiz ve üretirken de doğru tüketim bilincini nasıl oluşturacağız?”

İlerleyen dönemlerde plastik ve derinin yanı sıra kağıt ve mobilya sektörleri için de ürünler geliştirmek istediklerini ifade eden Yılmaz, sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Birçok değişik sektörde sürdürülebilirliği çoğaltmak ve toplumsal etkiyi genişletmeyi amaçlıyoruz. Sürdürülebilir ve tesir odaklı bir iş yapmanın vicdanen rahatlığı oldukça yüksek. Şundan dolayı yaptığımız işin bir noktada bir yere dokunması gerekiyor. En büyük hedefim de dünyada güzel, kayda kıymet bir iz bırakmak.”

[ad_2]

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Most Popular